Alzheimer, beynimizin sessizce tükenişini izlediğimiz bir hastalık. Çoğu kişi bunu yaşlılığın doğal bir parçası gibi görür, ama değil. Bu hastalık, sinir hücrelerinin yavaş yavaş sustuğu, anıların kaybolduğu ve sevdiklerimizin yüzünde tanıdık bir ışık bulmanın zorlaştığı bir süreç. Peki ya bu süreci yavaşlatabilmek mümkün mü?
Neurolith TPS, Alzheimer hastalığında kullanılan yenilikçi bir tedavi yöntemi. Temel olarak, bu teknoloji düşük yoğunluklu ses dalgalarını beynin derin bölgelerine ileterek sinir hücrelerinin uyarılmasını sağlar. Bu uyarılar, beyindeki biyolojik süreçleri harekete geçirir ve sinir hücrelerinin iyileşmesine yardımcı olur. TPS cihazı, beynin etkilenen bölgelerine odaklanmış ses dalgaları gönderir. Bu dalgalar, beyin dokusuna zarar vermeden derinlere ulaşır ve hücrelerin enerji üretimini artırır.
TPS cihazı nasıl etki eder?
Nöroplastisiteyi Artırır: Beynin kendini yeniden organize etme yeteneği olan nöroplastisiteyi güçlendirir. Bu, hasarlı hücrelerin etrafındaki sağlıklı hücrelerin yeni bağlantılar kurmasına yardımcı olur.
Kan Akışını İyileştirir: TPS, beynin kan akışını artırır. Artan oksijen ve besin desteği, hücrelerin enerji üretimini ve işlevlerini iyileştirir.
İnflamasyonu Azaltır: Alzheimer’da beyindeki kronik inflamasyon önemli bir rol oynar. TPS, inflamasyonu azaltarak hücrelerin daha sağlıklı bir ortamda çalışmasını sağlar.
TPS tedavisi nasıl uygulanır?
Neurolith TPS, non-invaziv yani cerrahi olmayan bir tedavidir. İşlem sırasında hasta oturur pozisyonda rahatça tedavi alır.
Seans Süresi: Bir seans genellikle 30 dakika sürer. Tedavi farklı protokollerde farklılık göstermekle birlikte çalışmalara göre genellikle başlangıçta 2 haftalık haftada 3 seansların ardından hatırlatma uygulamaları ile devam eder.
Ağrısız ve Güvenli: TPS, beyin dokusuna zarar vermeden çalışır. İşlem sırasında hasta yalnızca hafif bir titreşim hisseder.
TPS tedavisi kimler için uygundur?
Alzheimer’ın erken ve orta evrelerinde olan hastalar bu tedaviden en fazla faydayı görür.
Transkraniyal Puls Stimülasyonu (TPS) nedir?
Transkraniyal Puls Stimülasyonu (TPS), odaklanmış ultrason darbeleri kullanarak beyin bölgelerini uyarabilen, invaziv olmayan bir nöromodülasyon tekniğidir. Bu yöntemin en önemli avantajlarından biri, cerrahi bir işlem gerektirmeden, hedeflenen beyin alanlarına doğrudan etki edebilmesidir. TPS, mobil bir tek transdüser ve MR tabanlı nöro-navigasyon için kullanılan kızılötesi bir kamera sistemi ile çalışır. Bu teknoloji, ultrason darbelerinin kafatasından geçerek belirlenen beyin bölgelerine hassas bir şekilde ulaşmasını sağlar.
Ultrason darbeleri genellikle 3 mikrosaniye (μs) uzunluğundadır ve 0,2–0,25 mJ/mm² enerji seviyelerinde çalışır. Bu darbeler, 4–5 Hz frekansında hedef dokulara odaklanır. TPS’nin temel prensibi, mekanik uyarıların beyin hücrelerini biyokimyasal tepkilere yönlendirebilmesidir. Bu yenilikçi teknik, beyin fonksiyonlarını geliştirmek ve nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde umut verici bir seçenek olarak dikkat çekmektedir.
TPS tedavisinin etki mekanizması
Akustik Dalga Yayılımı: Transkraniyal Puls Stimülasyonu (TPS), 3 mikrosaniye (μs) uzunluğunda, ultrason darbeleri oluşturur. Bu darbeler, 0,2–0,25 mJ/mm² enerji seviyelerine ve 4–5 Hz darbe frekanslarına sahiptir. TPS’nin benzersiz özelliği, bu ultrason darbelerinin kafatasını güvenle geçerek hedeflenen beyin bölgelerine odaklanabilmesidir. Akustik dalgalar, mekanik enerji taşıyarak beyindeki sinir hücrelerini etkili bir şekilde uyarır.
Nörostimülasyon ve Nöromodülasyon Etkileri: TPS, mekanotransdüksiyon adı verilen bir süreçle, mekanik uyarıları nöronlarda biyokimyasal tepkilere dönüştürür. Bu mekanizma, hücre zarının geçirgenliğini artırır, mekanosensitif iyon kanallarını uyarır ve nörotransmitterlerin serbest bırakılmasını tetikler. Sonuç olarak, sinir hücreleri arasındaki iletişim hızlanır ve beyindeki fonksiyonel bağlantılar güçlenir.
Artan Nöronal Plastisite ve Serebral Perfüzyon: TPS’nin önemli bir etkisi, VEGF ve BDNF gibi sinir hücresi büyüme faktörlerinin salgılanmasını artırmasıdır. Bu durum, serebral kan akışını iyileştirir ve beyin dokusunda anjiyogenez (damar oluşumu) ile nörojenez (yeni nöron üretimi) süreçlerini destekler. Ayrıca, TPS kortikal uyarılabilirliği modüle ederek nöroplastisiteyi artırabilir. Bu etkiler, özellikle Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif rahatsızlıklarda bilişsel fonksiyonların iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.
TPS, beyin sağlığını desteklemek için hassas, güvenli ve etkili bir yöntem sunar. Bu mekanizmalar, teknolojinin nörolojik hastalıkların tedavisindeki potansiyelini ortaya koyar.
TPS tedavisini diğer beyin stimülasyon teknikleriyle karşılaştırma
Transkraniyal Puls Stimülasyon (TPS), diğer beyin stimülasyon teknikleriyle kıyaslandığında önemli avantajlara sahiptir. Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) veya Transkraniyal Doğru Akım Stimülasyonu (tDCS) gibi yöntemler genellikle yüzeysel beyin bölgelerini hedef alırken, TPS çok daha derin beyin yapılarında etkili olabilir. TPS, ultrason darbeleri sayesinde 8 cm derinliğe kadar ulaşabilen bir etki alanı sunar ve bu derinlik, nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde önemli bir fark yaratır. Bu teknik aynı zamanda daha hassas mekânsal odaklanma sağlar. Bu, TPS’nin beyin bölgelerini hedef alırken çevredeki dokulara zarar verme olasılığını azaltır. Diğer ultrason tabanlı tekniklerde görülen doku ısınması gibi istenmeyen etkiler TPS’de yaşanmaz. TPS’nin bir diğer avantajı, uygulama sırasında hastaların konforunu artırmasıdır. İnvaziv olmayan bu yöntem hem kısa hem de uzun vadede güvenli ve etkili bir beyin stimülasyonu sağlar. Tüm bu özellikler, TPS’yi beyin sağlığını desteklemek ve nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde umut verici bir seçenek haline getirir.
Demans veya nörodejenerasyon hayvan modellerindeki çalışmalar
Transkraniyal Puls Stimülasyon (TPS) üzerine yapılan preklinik çalışmalar, özellikle Alzheimer hastalığı (AD) gibi nörodejeneratif hastalıkların modellenmesinde kullanılan hayvanlarda gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar, TPS’nin bilişsel işlevler, beyin dokusu ve nöronal ağlar üzerindeki etkilerini anlamak için kritik öneme sahiptir. Alzheimer hastalığı modeli olarak kullanılan farelerde yapılan deneyler, bu yöntemin potansiyel faydalarını ortaya koymaktadır.
TPS’nin Beyin Dokusu ve Nöronal Ağlar Üzerindeki Etkileri: Alzheimer hastalığına sahip fare modellerinde TPS, mekânsal hafızayı iyileştirdiği ve hipokampal osilasyonları düzenlediği gözlemlenmiştir. Hipokampüs, hafıza ve öğrenme süreçleriyle doğrudan ilişkili bir beyin bölgesi olduğundan, bu etkiler oldukça önemlidir. TPS’nin nöronlar üzerindeki etkileri, birden fazla yolak üzerinden gerçekleşir. Bu yöntem, nöroplastisiteyi artırarak beyin hücrelerinin yeniden yapılanmasına ve yeni bağlantılar kurmasına olanak sağlar. Ayrıca, sinir hücreleri arasındaki iletişimi güçlendirir ve öğrenme gibi karmaşık bilişsel süreçleri destekler. Preklinik bulgular, TPS’nin nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde umut vadeden bir teknik olduğunu göstermektedir.
Demansta klinik kanıtlar
Transkraniyal Puls Stimülasyon (TPS) üzerine yapılan birçok klinik çalışma, hafif ile şiddetli Alzheimer hastalığı (AD) arasındaki hastaları incelemiştir. Bu çalışmalar genellikle 2 ila 4 hafta süren birden fazla TPS seansını içermektedir. Tedavi sonrası etkileri değerlendirmek için 3 aya kadar takip değerlendirmeleri yapılmaktadır.
TPS’nin, CERAD, ADAS-Cog ve MMSE gibi bilişsel testlerle ölçülen bilişsel işlevlerde belirgin iyileşmeler sağladığı bildirilmiştir.
Günlük aktivitelerdeki iyileşme ve yaşam kalitesindeki artış TPS sonrası gözlemlenen önemli bulgular arasındadır.
fMRI çalışmaları, TPS tedavisinden sonra hafıza ağlarında artmış fonksiyonel bağlantılar göstermiştir. Bu, TPS’nin hafıza fonksiyonları üzerindeki olumlu etkisinin doğrudan bir kanıtıdır.
Mevcut meta-analizler sınırlı olsa da birden fazla çalışmadan elde edilen veriler, TPS’nin Alzheimer hastalarında bilişsel işlevleri iyileştirebileceğini ve depresif semptomları azaltabileceğini göstermektedir.
Bazı olgu raporlarında, TPS uygulamasının hafıza, sözel işlevler ve ruh hali üzerinde dikkat çekici iyileşmeler sağladığı kaydedilmiştir.
TPS’nin demansta faydalarını açıklayan mekanizmalar
Nörovasküler Bağlantı ve Beyin Kan Akışı İyileştirmesi: TPS, nörovasküler bağlantıyı geliştirerek hedeflenen beyin bölgelerinde kan akışı ve oksijenlenmeyi artırır. Bu durum, bilişsel işlevlerin iyileştirilmesine ve sinir dokusunun korunmasına katkıda bulunabilir.
Artan Sinaptik Plastisite ve Nörojenez: TPS, BDNF gibi nörotrofik faktörlerin ifadesini teşvik ederek sinaptik plastisiteyi artırır. Ayrıca, hipokampüste nörojenez oluşumunu destekleyebilir.
Nöroinflamasyon ve Oksidatif Stresin Azaltılması: Bazı çalışmalar, TPS’nin anti-inflamatuar etkiler gösterebileceğini ve beyindeki oksidatif stresi azaltabileceğini öne sürmektedir. Bu mekanizmalar, TPS’nin nöroprotektif özelliklerini destekleyebilir.
Amiloid Plaklar ve Tau Patolojisi Üzerindeki Olası Etki: Doğrudan kanıtlar sınırlı olsa da, TPS’nin artırdığı serebral kan akışı ve azalttığı nöroinflamasyon, amiloid plakların ve tau proteinlerinin birikimini veya temizlenmesini dolaylı olarak etkileyebilir.
Bildirilmiş Yan Etkiler: Klinik çalışmalar, Transkraniyal Puls Stimülasyon (TPS) yönteminin genel olarak güvenli bir tedavi yöntemi olduğunu göstermektedir. Bildirilen yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Bunlar arasında hafif baş ağrısı, çene ağrısı veya yorgunluk gibi yakınmalar yer alır. Daha önemlisi, bugüne kadar ciddi yan etkilerin bildirilmediği. Bu durum, TPS’nin güvenlik profilini destekleyen önemli bir bulgudur.
Hasta Konforu ve Protokollere Uyumluluk: TPS, hastalar tarafından genellikle iyi tolere edilmektedir. Klinik denemelerde yüksek uyum oranları bildirilmiştir. Bu, TPS’nin invaziv olmayan yapısı ve ciddi yan etkilerin olmaması ile ilişkilidir. Hastalar, tedavi sürecinde rahatsızlık hissetmedikleri için bu yönteme kolayca adapte olabilmektedir. Bu, özellikle uzun süreli tedavi gerektiren nörolojik hastalıklarda önemli bir avantajdır.