Yapılan bir araştırmaya göre; yetişkinler olarak yaklaşık 11 saatimizi dijital ekran karşısında geçiriyoruz. Ofiste, evde, tatilde ve hatta yatakta uyumadan hemen öncesine kadar bize eşlik eden telefonlarımız, bilgisayarlarımız sağlığımızı nasıl etkiliyor?
Eğer şu anda halka açık bir yerdeyseniz bu yazıyı okumaya devam etmeden önce bir dakika etrafı gözlemleyin. Muhtemelen en az birkaç kişinin elinde cep telefonu gördünüz. Hatta çoğu kişi masada yalnız olmamasına rağmen karşısındaki ile konuşmuyor, cep telefonuna bakıyordur. Ekran önünde harcadığımız zaman son 10 yılda katlanarak arttı. İngiliz araştırma şirketi Nielsen 2014 yılında teknoloji kullanıcılarına yönelik bir rapor yayınladı. Buna göre yetişkinler olarak yaklaşık 11 saatimizi dijital ekran karşısında geçiriyoruz. Bu çarpıcı rapor bize sağlığımız için de önemli bir uyarı aslında. Ofiste, evde, tatilde ve hatta yatakta uyumadan hemen öncesine kadar bize eşlik eden telefonlarımız, bilgisayarlarımız sağlığımızı nasıl etkiliyor ve bizler neler yapabiliriz?
BİLGİSAYARIN ZARARLARI NELER?
Bilgisayar önünde oturmak tepeden tırnağa bizi nasıl etkiliyor adım adım bakalım…
Uzun saatler oturmak sırt ağrısı, belde düzleşme, boyunda düzleşme, kan dolaşımında zayıflama ve dolayısıyla kalp hastalıklarına davetiye çıkarmak gibi etkilere sahip. Ellerde karpal tünel sendromu, kaslarda sertleşme, gözlerde kuruluk ve miyop, sosyal açıdan çevreden kopma ve depresyona yatkınlık da bilgisayar kullanımının bize getirdiklerinden sadece bazıları. Yani aslında ömrümüzü çok ciddi anlamda kısaltma riskinin yanı sıra hayat kalitemizi de fark ettirmeden düşürüyor.
DOLAŞIM SİSTEMİ VE OMURGA
Bilgisayar karşısında saatlerce oturmak, kan dolaşımını da kötü etkiliyor. Hareketsizlik kanserin bile en önemli nedenlerinden bir tanesi olarak görülüyor. Obezite, diyabet, kalp hastalığı zaten bildiklerimiz. Ayrıca otururken kambur duruş ya da diğer kötü duruş alışkanlıkları vücut kaslarını zayıflatır, sırta stres binmesine neden olur, omuz ve boyun ağrılarına yol açar. Bu durum, kas ve omurgaya verdiği hasarın yanı sıra gerilim tipi baş ağrılarına da yol açabilir. Bilgisayar başında otururken sağlıklı atıştırmalık tüketenlerin sayısı da o kadar az ki. Genellikle fast food ya da paketli hazır gıdalar tüketiliyor. Bu da yine obezite ve kalp damar hastalıklarına davetiye oluyor.
RUH SAĞLIĞI
Bilgisayar kullanımı ile depresyon arasındaki ilişki bilimsel olarak da kanıtlandı. Günde 6 saatten fazla bilgisayar başında oturanların depresyona girme riski çok yüksek. Sosyalleşen, iyi arkadaş ilişkileri kuran insanların daha uzun ve daha mutlu yaşadığını biliyoruz. Sanal arkadaşlıklar ise kesinlikle aynı etkiyi yaratmıyor. Bu nedenle uzun saatlerinizi bilgisayar karşısında geçiriyorsanız yemeklerde, molalarda ve özellikle işiniz dışındaki zamanlarda arkadaşlarınızla, ailenizle olmaya çalışın. Toplu gerçekleştirilen spor aktivitelerine katılın ve sosyalleşin.
UYKU
İnsan beyni ise güneşten aldığı mavi ışık ile uyanmaya ve bu ışık kaybolunca da uyumaya programlı bir halde çalışıyor. Ancak güneşten aldığımız ‘mavi ışığın’ aynısı cep telefonlarımız, bilgisayarlarımız ve tabletlerimizde de var. Bu şekilde dijital ekranlardan mavi ışığa maruz kalmak ise insan beyninin binlerce yıldır alışık olduğu uyku düzenini bozuyor. Akşamları maruz kaldığımız bu ışık nedeniyle beyin hala gündüz olduğu yanılgısına kapılıyor. Fark etmesek de daha geç uyuyor, daha zor uykuya dalıyoruz. Bu sürekli bir hal aldığında ise uykuda üretilen ve bizi anksiyete, kronik yorgunluk, kanser, kalp damar hastalıkları gibi hastalıklardan koruyan melatonin hormonundan mahrum kalıyoruz. Kaliteli bir uyku uyuyamadığımız için uykunun onaran, yenileyen, temizleyici faydalarını göremiyoruz. İyi uyku uyuyamadığımızda hücreler yıpranıyor, organlar tamir edilemiyor. Kısacası dijital ekranlar bizi çok önemli bir süreçten
GÖZLER
Mavi ışık sadece uykuyu etkilemiyor aynı zamanda retina tabakasına da zarar veriyor. Bunun yanı sıra göz kuruluğu ve göz yorgunluğuna neden oluyor.
BİLGİSAYAR ÖMRÜ KISALTIYOR
2011 yılında 4 bin 500 yetişkin üzerinde bir araştırma yapıldı ve buna göre ekran önünde, çok uzun saatler hareketsiz kalmak ölüm olasılığını yüzde 54 oranında artırıyor. Ancak daha önemlisi çok uzun saatler spor yapsanız bile bu durumu telafi etmek çok zor çünkü bu da riski sadece yüzde 4 oranında düşürüyor. Yani yine de uzun saatler hareketsiz yatmanın getirdiği dezavantajlardan kurtulamıyorsunuz. Dolayısıyla en doğrusu, en azından saat başı kalkıp yürümek, mola vermek ve hareket etmek.
TEKNOLOJİNİN ZARARLARINA KARŞI NELER YAPILABİLİR?
Teknoloji bu kadar çok hayatımızın içindeyken tamamen kopmamız tabii ki imkânsız ancak bazı küçük değişikliklerle kendimizi zorlamadan sağlığımızı koruyabiliriz.
- Spor yaparken sadece yürümek, koşmak gibi kardiyo egzersizleri aslında yeterli değildir. Direnç ve esneklik egzersizlerini de hayatınıza katmalısınız. Pilates bunun için iyi bir seçenek ancak zor geliyorsa evde basit hareketler deneyerek buna başlayın.
- 60’lar kuralını uygulayın. 60 dakika boyunca bilgisayara baktıktan sonra 60 saniye boyunca 6 metre uzağa bakın ve gözlerinizi dinlendirin.
- Depresyon riskine karşı sosyalleşmeyi zaten önerdik ama spor ve meditasyon da iki farklı açıdan çok yarar sağlıyor. Spor ile endorfin, serotonin gibi kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan birçok hormon salgılanıyor. Ayrıca açık havada ve doğada yapılan sporlar da ruh sağlığına olumlu etki yapıyor. Meditasyon da yine stresi azaltmaya yardımcı oluyor.
- Mavi ışığın etkisinden korunmak ise belki en kolayı ama uygulamakta en zorlandığımız nokta. Akşam 20.00’den sonra cep telefonunu elinize almamaya çalışın. Ayrıca mavi ışıktan koruyan uygulamalar mevcut. Bunları indirerek zamanlayıcısıyla çalıştırabiliyorsunuz. Akşam 20.00 ile sabah 08.00 arasında sarı ışık filtresi koyarak korunabilirsiniz.
- Teknolojik cihazlardan uzak durmakta zorlanıyor, bağımlı olduğunuzu düşünüyorsanız mutlaka yardım alın. Beynin ödül mekanizmasını çalıştıran bir etki sosyal medya uygulamalarında mevcut. Bu nedenle de tıpkı kumar bağımlılarında olduğu gibi sosyal medyaya da bağımlı olmak çok kolay.