Okullar açıldı ve yine bizi yoğun bir tempo bekliyor. Pandemi sürecinde maalesef bilgisayar temelli uzaktan eğitim ile boğuşuyoruz. Çocuklarımızı elektroniklerden uzak tutma gayreti içinde iken elektronik ile haşır neşir haldeyiz.
Çocuklar artık aralarda okul bahçesine çıkıp sosyalleşemiyor çok sıkılıyorlar, konsantre olamıyorlar. Özellikle bu dönemde; çocuğum zeki mi, seninkinin IQ’su kaç benim çocuğuma bir zekâ testi yaptıracağım sorularını sıkça sormaya başladık. Bir diğer kafamıza takılan benim çocuğum çok hareketli acaba bu zeki anlamına mı geliyor? Gelin biraz irdeleyelim.
Şu zekâ meselesine takılmamamız lazım, çocuklarımızı yetiştirirken zekâ değil yeterliliği odak almalıyız. Başarıya götürecek tek şey zekâ değil. Zekâ genetik bir potansiyeldir oysa yeterlilik geliştirerek arttırılabilir. Çocukta IQ sınırları 90’ın altına inmediği sürece sıkıntı yok, ki inerse bu tıbbi bir durum. 90-110 IQ arası fark ne? Neden derdine düşüyoruz? Çocuğun kendine yetebilmesi, kendini ifade edebilmesi, yaş dilimine uygun biçimde sorumluluk alabilmesi yeterli olmalı. Mesela yeterli sorumluluk duygusu olan çocukla olmayanı düşünün: Yeterliliği belirleyen şey verdiğiniz eğitimdir.
Dünya, zeki fakat başarısız insanlarla dolu. Zekâ her zaman başarı getirmiyor. Kaldı ki dünyada zekâ kavramı da değişmiş durumda, eskiden matematiği iyi olana zeki diyorduk şimdi artık çoklu zekâ kavramı var. Yani her insanın zekâ türü aynı değil. İnsanları zekâ yönünden karşılaştırmak yanlış. Örneğin matematiksel zekâsı baskın olan bir kişi matematiği daha kolay kavrar ama baskın olmayan kişi zorluk çeker. Ama matematik zekâsı baskın kişi matematik üzerine çalışmaz, düşük olan kişi matematik üzerine daha çok çalışırsa, diğerinden daha başarılı olacaktır. Çalışmak zekâ tipini aktif hale getiriyor. Yani işin özü genetik malzemeyi kullanmaktan geçiyor. Ancak bizim eğitim sistemimiz bizleri iki zekâ türüne göre değerlendiriyor. Sözel ve matematiksel zekâ. Görsel, müziksel, bedensel zekâ ihmal ediliyor. Oysa çocuğa yeterlilik duygusu vermek kendini ifade etmesini sağlamak, sorumluluk vermek, fırsat vermek, birey yerine koymak oldukça önemli.
Yaşıtlarına göre gelişim takibi
Evde tek başına büyüyen çocuk okula yeni başladığında yaşıtlarına göre ince motor becerisi, sosyal gelişim ve duygusal gelişimini iyi takip etmelisiniz. 6 yaşındaki çocuk motor olarak ip atlar, tek elle top tutar, 2 tekerlekli bisiklete biner, ismini yazar, kalemtıraşı rahat kullanır. Sosyal olarak kalabalık sınıfta uyum sağlar, öz bakımını kendi yapabilir. Duygusal olarak ise parmak kaldırma, söz ifadesi, arkadaşlar arası davranışlar, karşı cinsi yeni fark etme gibi becerileri edinmiştir.
Çocuk okula yeni başladığında
Okula başladıkları zaman çocuklardan 8 saat oturmasını ve dikkatle ders dinlemesini bekliyoruz. Bu mümkün değil. Gelişmiş ülkelerin bir kısmında ilkokul 4 saate düştü. İlkokul çağı çocukları daha fazla odaklanamıyor. 2-3 yaşındaki çocukların ellerine cep telefonları ve akıllı tabletler veriyoruz. Oradan aldıkları mavi ışık direkt dikkat eksikliğine yol açıyor. Dikkat eksikliği beyindeki sorundan kaynaklanıyor. Ama çoğu çevresel sorunlar beslenme, uykusuzluk, yorgunluk gibi.
Bu yaşlardaki çocuk 9 ile 11 saat uyumalı ama uyumuyor. Yatana kadar cep telefonları ellerinde ve mavi ışığa maruz kalıyorlar. Melatonin salınmıyor ve öğrenme yetileri azalıyor, derin uykuya geçemiyor bu da yorgunluk ve dikkatsizliğe sebebiyet veriyor. Tüm gün odaklanmalarını istiyoruz.
Unutmayın ki uykusuzluk çocuklarda büyüklerin aksine sakinliğe değil agresifliğe, yaramazlığa yol açıyor.
Öğretmen de odaklanamayan agresif yaramaz çocuk görünce doktora götürün diye baskı yapıyor. Böyle olunca da çocuklar sıklıkla dikkat eksikliği, hiperaktivite tanısı alıyor. Bundan 20 yıl öncesine kadar nadir dediğimiz dikkat eksikliği günümüzde her 7 -8 çocuktan birinde görülmeye başladı. Ne yazık ki tanıda hata var. Kırmızı reçete ilaçlar ortada dolaşıyor.
Hareketli olmakla zekâ bağlantılı değil
Çocuğun aşırı hareketli olması ile zekâ arasında bir bağlantı yok. Çocuklarda ön planda keşfetmek, merak etmek, araştırmak, anlamaya çalışmak gibi amaçlı hareketlilik olur. Okulda mücadeleyi, sıkı çalışmanın önemini, ekip çalışmasını, uyumu öğrenmesi için spor faaliyetlerine de çocuğu yönlendirmek önemli. Paylaşmayı, dışa dönük olmayı, özgüveni ve taktik geliştirmeyi öğretmenin güzel bir yolu da sosyal faaliyetlere ve okulda aktivite kollarına çocuğu yönlendirmektir.
Okul sonrası biraz ara
Okul sonrası çocuk eve geldiğinde derse başlamadan önce yemek yemesi kendine ayıracağı bir 20- 40 dakika zaman verilmesi çok faydalı. Bu zaman aralığında telefon ile oynama yerine kısa bir uyku kestirmesi çok daha çabuk öğretiyor. Şekerleme dikkati, konsantrasyonu, enerjiyi ve ruh halini artırıyor.
Olumsuz ebeveyn olmayın
Çocuklar kıyaslama yapmak, tehdit etmek, yargılamak, engellemek gibi tutumlardan nefret eder. Ebeveynleri bu 5 tutumdan soyutlarsak hayatlarında çok şey değişecek. Ebeveyn tutumu başağrısı gibi hastalıklara dahi neden oluyor. Her şeyin aşırısı sorun demektir. Aşırı sevgi ile büyüyen çocuk anne babaya yaslanır onlara güvenir ama kendine güveni yoktur. Sevgisizlikte ise daha kötüdür. Hem kendine hem ailesine güveni yoktur. Ders zayıf gelirse cep telefonunu elinden almak kötü bir tehdit yoludur.
Çocukların eğitiminde zaman yönetimi
Yeni teknoloji çocuğu elektronikle büyüyor ve gün sonunda zaman yönetimi yapamıyor. Zaman yönetimi olmadan başarılı olmak mümkün değil. Ülkemizde 6-12 yaş arası çocuklarda dijital ekran süresi 4-5 saat. Bu geri getirilmesi olanaksız bir zaman. Sınavda başarılı olan çocuğun en büyük anahtarı iyi zaman yönetimidir. Öncelikleri belirlemek zamanı kullanmada en önemlisi.
Yaşam yapmak istenenlerle yapmak zorunda olduğumuz eylemlerden oluşuyor. Öğrenci eğlence ile öğrenci olma kuralları arasında bocalıyor. Hayatı için bir amacı olmayan öğrenci kendi için neyin öncelikli olduğunu bilemiyor. Çocuğun önceliklerini kendisine dayatmadan güzel dille anlatmalı, zamanı doğru kullanmazsa ne kadar çalışırsa çalışsın, başarılı olamayacağı anlatılmalıdır. Zamanı yönetmek adına telefonda arkadaşlarla kısa kesmek, her arkadaş buluşmasına koşmamak, TV’ye esir olmamak gerekiyor.
Temel hedef yapacağı işi daha iyi yapması, ona odaklanması ve istemesidir. Hedefe ulaşma aşamasında yaşayacağı duygular öğrencinin istekli olması, enerjisi, hayal kırıklığı ve mutluluklarıdır.
Dışsal destek öğretmen desteği, ailenin başarı karşısında ödüllendirmesi, asla aşağılamaması karşılaştırmaması ve kızmamasıdır. Annenin çocuğa başarılı olacağı ile ilgili güzel sözler söylemesi dışsal destek, çocuğun ders çalışmaya hırslanması temel hedeftir. Motivasyonu arttıran ise çocuğu takip etme ne kadar başarılı olsa da takıldığı noktada destek olmaktır.
Birlikte ödev yapmayın
En iyi okul, en iyi öğretmen stresine girmeyin. Çocuğunuza sorumluluk verin, kendi yatağını toplama, yatma-kalkma saatleri, zihinden hesaplama, öğrendiğini size anlatması, hikayeler anlatması bunların hepsi çok önemli. Mesela çalışma ortamını zevkli hale getirir, çocuğunuza serbest zaman ayırır ve onu takdir ederseniz gerekli olan tüm motivasyonu zaten sağlamış olacaksınız.