Aslında hepimizin zaman zaman ne yaptığımızı bilmediğimiz, öfkeden gözümüzün döndüğü veya üzüntüden ne söylediğimizi kontrol edemediğimiz dönemler olabiliyor.
Bizler duygusal varlıklarız. Çocuklarda davranış sorunları derken burada bahsettiğimiz şey bir çocuğun anne babasının sözünü dinlememesi, kardeşleri veya okul arkadaşları ile kavga etmesi değil bu saydıklarımızın bir davranış biçimi haline gelmesi. Eğer çocuk sürekli olarak birileri ile kavga ediyor, büyüklerinin sözünü dinlemiyor ve isyan ediyorsa ve bu durum okuldaki, evdeki ve sosyal hayatındaki insanlarla iletişimini sıkıntıya sokuyorsa artık bir davranış problemi var demektir.
Hatta yetişkinlerde görülen çoğu davranış probleminin aslında çocuklukta başladığı, çocuğun probleme dair belirtiler gösterdiği fakat kimsenin bu durumun üzerine gitmemesi sonucu herhangi bir tedavi almadığı ve sorunun yetişkinlik dönemine kadar taşındığı biliniyor. Her ne kadar bazı çocuklar zamanla kendi kendilerine bu problemleri aşabilseler de işimizi şansa bırakamayız değil mi? Çünkü bu davranış bozuklukları tedavi edilmediğinde zaman içerisinde çok daha ciddi ve tehlikeli bir hal alabiliyor.
Bu bahsettiğimiz davranış bozuklukları yani, öfke, saldırganlık, olumsuz ruh hali ve sinirlilik çocukluktan yetişkinliğe kadar hayatın tüm evrelerinde karşımıza çıkabilir. Burada anahtar nokta bu davranış bozukluğunun dönemsel bir durum mu yoksa devam eden ve gittikçe kötüleşen bir sorun mu olduğunun ayırımını doğru yapabilmektir. Fakat her ne olursa olsun çocuğunuzdan gördüğünüz normalin dışındaki davranışların araştırılmaya değer olduğunu unutmamak gerek.
Bahsettiğimiz bu davranış bozukluğu belirtilerini detaylandıralım:
- Saldırganlık veya öfke
- Dürtüsel eğilimler
- Olumsuz düşünceler
- Sinirlilik
- Saldırganlık
- Uygunsuz davranışlar
- Dikkatsizlik
- Antisosyal davranış
Saydığımız bu yakınmaları gösterdiği halde herhangi bir tedavi görmeyen hastalar zaman içerisinde çeşitli sorunlarla karşılaşabilir;
- Okulda sınıfı tekrarlamak zorunda kalabilir
- Okuldan uzaklaştırılma veya okuldan atılma
- İlişkileri sürdürmekte sorun yaşama
- Tartışmacı kişilik geliştirme
- Konsantrasyon zorluğu
- Aile ilişkilerinde zorlanma
- Uyuşturucu veya alkol kötüye kullanma
- İçine kapanma
- Takıntılı düşünceler
- Kilo alma
- Kendine zarar verme
- İstifçilik
Davranış problemleri ve çocukların okulda yaşadıkları sorunları genellikle çeşitli beyin bölgelerinde aktivite etkilenmesi ile ilgilidir. Mesela:
- Dürtüsellik sorunları genellikle prefrontal kortekste (beynin odaklanma, öngörü, yargı, organizasyon, planlama, dürtü kontrolü, empati ve hatalardan ders alma ile ilgili kısmı) düşük aktiviteyle ilişkilendirilir.
- Kompulsif eğilimler genellikle anterior singulat girus dediğimiz hata tespiti ve dikkatin toplanması ilgili olan alanlarda yüksek aktiviteden kaynaklanır.
- Sinirlilik ve hafıza sorunları tipik olarak duygudurum dengesi, duygusal reaksiyonlar, öfke kontrolü, öğrenme, anıları uzun vadeli depolamaya ve işitsel işlemeyle ilgili bir alan olan temporal loblardaki anormal aktiviteyle bağlantılıdır.
- Olumsuzluk genellikle aşırı aktif limbik sistemle yani beynin duygularımızı renklendiren ve duygular, bağlanma, beslenme ve cinsellikle ilgili kısmı ile ilişkilidir.
- Sinirlilik genellikle bazal ganglionlarda yani motivasyon, zevk ve yumuşatıcı motor hareketleri ile ilgili olan bölgede artan aktiviteden kaynaklanır.
Yukarıda sağdaki dikkat eksikliği bozukluğu hastasının beyin taramasında hastadan konsantre olması istendiğinde beyinde oluşan bu kan akışının az olması ile ilişkili şekil bozukluğunu görüyorsunuz.
Nörolojide hastalık tanıları tiipik olarak yakınmaların iyi dinlenmesine dayanır ve bu da sıklıkla yanlış tanıya yol açar. Doğru bir teşhis olmadan uygulanan, tedaviler karanlıkta ok atmaya benzer. Bu sebeple her şeyden önce sorunun iyi bir şekilde tespit edilmesi ve doğru teşhisin konulması gerekir. Eğer çocuklarınızda yukarıda saydığımız belirtileri görüyorsanız bu durumu görmezden gelmemenizi ve mutlaka tıbbi destek almanızı öneriyoruz.