COVID-19 sonrası yorgunluk bir türlü geçmiyor

COVID-19 sonrası yorgunluk bir türlü geçmiyor

Bu yazımız 21.01.2021 tarihinde cnnturk.com'da yayınlanmıştır.

COVID-19’u ve yaptıklarını hala tanımaya devam ederken her gün yeni bir etkisiyle karşılaşıyoruz. Virüs sonrası yorgunluk sendromu olarak geçen durum ise bunlardan bir tanesi.

COVID-19 hastalarında virüsü atlattıktan sonra günlerce hatta haftalarca devam eden halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon eksikliği gibi şikayetler görülüyor. Görünen o ki COVID-19 sonrası yorgunluk tablosu da kişilerde ‘ölü gibiyim’ terimini gündeme getirecek ve uzun süre konuşulacak.

Virüs sonrası yorgunluk nedir?

Virüs sonrası gelişen yorgunluk genellikle virüsü atlattıktan sonra bile devam edebilen veya yeni gelişen şiddetli yorgunluk hali. Öyle ki elinizi kolunuzu kaldıracak, işinizi yapacak haliniz olmuyor. Neden mi oluyor? Aslında bu konuda da birçok farklı görüş var ama yaygın kanıya göre vücudumuzda bir enflamasyon oluşmaya başladığında sitokinler dediğimiz savaş hücreleri aşırı harekete geçiyor ve bu sitokinler kan beyin bariyerini geçerek beyinde hipotalamus dediğimiz bölgeye ulaşıyor.

Hipotolamus, vücut ısımızı, hormon salınımını ve iştahımızı düzenlemekle sorumlu. Virüs sonrası yorgunluk tablosunun bir benzerini 2002-2003 yılındaki SARS salgını sırasında da yaşadık ancak SARS, COVID-19 kadar yaygın olmadığı için bu kadar konuşmamıştık.

Virüs sonrası yorgunluk tablosunun birçok belirtisi var ancak teşhis etmek için herhangi bir kan, idrar tahlili gibi net bir yol yok. Bunun için hasta kişinin kendini takibi de önemli.

  • Gün içerisinde çok yorgun oluyor ve devamlı esniyorsanız,
  • Kas ağrılarının yanı sıra ara ara baş ve boğazda da ağrı oluyorsa,
  • Konsantrasyonunuzda düşüş varsa veya insanlarla iletişim kurarken eskiye göre zorlanıyorsanız,
  • Yataktan kalkmak yine hastalık öncesi döneme göre çok zorsa ve mesela uyandıktan sonra yatakta uzun zaman geçiriyorsanız,
  • Yapılması gereken işleri karıştırıyor ya da unutuyorsanız,
  • Eskiden çok rahat yaptığınız bir şeyi yaparken artık dinlenme ihtiyacı hissediyorsanız,
  • Sık sık yaptığınız şeyleri unutmaya başladıysanız,
  • Düşünmeden hareket ediyorsanız,
  • Sık aralıklarla uyku bastırıyor ya da uyuyorsanız

Bu belirtiler virüs sonrası yorgunluk göstergesi olabilir. Ama belli bir teşhis yolu olmadığı için ve bunların nedenini doğru anlamak için hastalar doktora gitmeden önce bir süre kendisini gözlemleyip not alabilir. Mesela telefonunun not defterine gün gün, saat saat bu belirtileri kaydedebilir. Bu da teşhisi, dolayısıyla da tedaviyi kolaylaştırır.

Ne kadar sık ve kimlerde sık?

Çalışmalar şunu gösteriyor enfeksiyondan sonra hastaların %35’i eski enerjik ve sağlıklı günlerine geri dönmekte zorlanıyorlar. Hatta öyle ki öncesinde hiçbir hastalığı olmayan 18-34 yaşlarındaki COVID geçiren 5 kişiden birinde bu yakınma var.  Kononavirüsün yorgunluk tablosu dediğimiz ‘myaljik ensefalomyelit’ yapabildiğini artık biliyoruz.

Bu konuda İrlanda’da yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları var elimizde ve buna göre virüs sonrası yorgunluk yaşayanların yaş ortalaması 49,5. Cinsiyete göre görülme sıklığı kadınlarda biraz daha fazla yüzde 54 oranında.

Yorgunlukla mücadelede nelerden faydalanılabiliriz?

Ağrılar çok fazla ise ibuprofen etkili ilaçlar kullanılıyor. Hafıza ve konsantrasyon problemleri için doğru beslenme düzeni ve iyi uyku önemli görünüyor. Bunun yanı sıra enerjiyi iyi ayarlamak, hastalık biter bitmez hemen çok fazla efor sarf edecek işler yapmamak ve C vitaminine, Magnezyuma ve çinkoya bu süreçte devam etmek faydalı. D vitamini de yine doktor tavsiyesi ile kullanılabilecek destekleden.

Her hastalıkta olduğu gibi COVID-19’da da beslenme çok önemli. Bizim aslında insanlara sürekli mevsim sebzelerini, meyvelerini önermemizin, egzersiz önermemizin nedeni bu. Hangi hastalığa yakalanacağını kimse bilemez ve yakalandığında immün sistemin güçlü olması, fazla kilo olmaması, diyabet, kalp hastalığı olmaması her zaman tedaviyi kolaylaştırıyor. Ama hangi besinler nasıl yardımcı olur derseniz önerilerim şöyle:

  • Mevsim sebze ve meyveleri, kuru baklagiller ve tam buğday unu tüketmek bağırsaklarımızdaki faydalı bakterileri arttıracak. COVID-19 ile bağırsak sağlığı arasında da ilişki olduğu ve hafif atlatanların bağırsak florasının daha iyi olduğuna dair görüşler var. O nedenle bağırsaktaki bakterileri koruyacak ve arttıracak yiyecekler bizim bağışıklık sistemimizi de arttıracak.
  • Bu dönemde renkli beslenmeye özen gösterin. Her öğün tabağınızda ne kadar farklı renkte yiyecek varsa o kadar çok farklı vitamin, mineral alıyorsunuz demektir.
  • Virüs sonrası yorgunluk sendromu süresince enerjiyi uzun vadeli kullanmak için kan şekerini de kontrol etmek önemli. Yani kan şekerinin birden çıkıp birden düşmesi enerjinin de hızlıca düşmesine ve uykulu hale neden olur. Bu yüzden basit şeker içeren, tatlı, beyaz ekmek, pasta, pilav gibi yiyecekler tüketmeyin. Glisemik indeksi daha düşük olan tam buğday unlu, bulgur pilavı, baklagiller gibi yiyecekler tüketin. Bu tür karbonhidratlar kan şekerini yavaş yavaş yükselteceği için enerjiyi daha uzun vadeli kullanabileceksiniz.

COVID-19’da C ve D vitamini kullanımının iyi etkileri olduğunu gördük. Ancak tüm hastalıklarda etkili olan bir şey daha var: O da moral ve motivasyon. Psikolojiyi şu dönemde iyi tutmak zor olsa da hem hastalığı atlatırken hem de virüs sonrası yorgunluk sendromuna yakalandığımız takdirde bunun geçici bir süreç olduğunu, dünya olarak bunla mücadele edeceğimizi ve gerçekten diğer birçok ülkeye göre şanslı olduğumuzu anlamamız gerekiyor.

Ayrıca tedavi süresince bazı besinler enerjiyi dengelememize yardımcı olabiliyor. Bunlar:

  • Öncelikle dediğim gibi sebze ve meyve ağırlıklı olarak mevsimine uygun beslenmek önemli.
  • Propolis arı sütü enerjiyi çok ciddi anlamda arttıran bir etkiye sahip. Propolis içeren bazı destekler kullanılabilir.
  • Koenzim Q10 aslında kadınların daha çok cilt güzelliği için kullandığı bir şey gibi görünse de enerjiyi yükseltme açısından da faydalı.
  • B12 vitamini besinlerdeki enerjinin hücre içine taşınmasını sağlayan bir etkiye sahip. Et başta olmak üzere balık, ekmek ve birçok besinde bulunan B12 vitamini eksik ise enerji azlığı çekilebilir.
  • Melatonin hormonunu düzenli salgılamak enerjiyi de arttırıyor. Eğer sürekli geç saatlerde uyuyorsanız, odanız ışık alıyorsa ve uyumadan öncesinde son ana kadar mavi ekran ışığına maruz kalıyorsanız melatonin hormonunuz salgılanmaz. Bu da enerjiyi azaltır.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR