Beyin sisi yakınmasının mutlaka COVID-19 enfeksiyonuna bağlı olduğunu söylemek kolay değil. Ancak öncesinde tamamen sağlıklı olup enfeksiyon sonrası ortaya çıkması bir ipucu.
İlk yapılan incelemelerde bilişsel sorunlar, özellikle COVID-19 tablosunu daha şiddetli geçirenlerde belirgindi. Oysa sonraki çalışmalarda hastalığın erken döneminde solunum yakınmaları olmayan, hastalığı hafif geçirenlerde bile hafıza sorunları gözlenmeye başlandı. Ayrıntılı incelemelerde beyin tarama görüntülerinin otomatik analizi, kontrollere kıyasla COVID-19 olanlarda şu bulgulara rastladı:
– Empati duyusunu kontrol eden, duyu entegrasyonunda, duygusal değerlerin temsil edilmesinde, karar verme süreçlerinde yer alan Lateral orbitofrontal alanda gri madde kaybı;
– Koku merkezi (olfaktör çekirdek) dahil olmak üzere beynin çeşitli bölgelerinde doku hasarında artış;
– Beyinde genel olarak küçülme bulguları.
COVID-19 olan kişilerde bilişsel işlev testlerinde ciddi bir bilişsel düşüş gözleniyor.
En çok kimler nöro-COVID riski altında?
COVİD-19 geçiren bazı hastalarda yürütücü işlev bozukluğu ve lisan bozukluğu ile seyreden Alzheimer hastalığını çok benzeyen tablolar görülür.
Demans genetiği ile ilgili bağlantılar
Enfeksiyon geçirmeden önce demans hastalığı öyküsü olması, COVID-19’u şiddetli geçirmesi için risk faktörüdür ve hastaneye yatma riskini üç kattan fazla artırır. İngiltere Biobank’ta yapılan bir başka çalışma, şiddetli COVID-19 ile Alzheimer hastalığı lişkili ApoE e4 genotipi arasında bir bağlantı olduğunu göstermiştir.
Alzheimer Uluslararası Konferansı’nda (AAIC) 2021’de sunulan bir makale ve hemen ardından Brain dergisinde çıkan çalışma, COVID-19 ve nörolojik yakınmaları nedeniyle hastanede yatan hastaların, sinir hasarı, nöroinflamasyon ve Alzheimer hastalığının serum biyobelirteçlerine sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterdi. Bu da Alzheimer patolojisi için bir hızlanma olduğunu gösteriyor.
Koku duyusu kaybı ile ilgili bağlantılar
Bu yılki AAIC’de sunulan bir başka çalışma, COVID-19 olanlarda unutkanlık, beyin sisi yakınmaları ile koku alma duyu kaybını ilişkilendirdi. Yetişkinlerde devam eden koku alma kaybı, COVID-19 akut hastalığın şiddetinden çok bilişsel bozulmanın iyi bir göstergesidir. 300 olgudan oluşan grupta, COVID-19’un şiddetine bakılmaksızın üçte birinden fazlasının (%34,4) bilişsel bozulma belirtilerine sahip olduğu gösterildi. Bozulmalar arasında kısa süreli bellek, semantik bellek (bir kelimeyi, kavramı, sayıyı hatırlama yeteneği), yürütücü işlev başarısızlığı ve azalmış dikkat süreleri vardı.
Science Translational Medicine’de yayınlanan araştırmaya göre, koku kaybı olan kişilerde aktif SARS-CoV-2 virüsü bulunmadığına dair kabul edilen görüşün aksine; ilk enfeksiyondan 6 aya kadar koku siniri epitel hücrelerinin içinde virüse rastlandığı gözlendi. Burun ve boğazdan alınan sürüntü örnekleri negatifti, ancak burun boşluğundan koku sinirinden alınan örnekler SARS-CoV-2 için %100 pozitifti. Dolayısı ile virüs tüm beyne ulaşma gücüne sahip ve ön planda hafıza bölgelerini etkileme eğilimi gösteriyor.
Nöro-COVID’in nasıl gerçekleştiğine dair teoriler
COVID-19’un uzun vadeli nörolojik etkileri açıklanmaya çalışılıyor. COVID-19 geçirenlerde en sık gördüğümüz hastalık sonrası yorgunluk, ancak SARS-CoV-2’ye yakalanmış bu kişilerde beyin taramalarında değişiklik gözlenmiyor. Bilişsel işlev bozukluğu için öngörülen, hastalığın erken döneminde oksijen seviyeleri düşük olduğunda mikro damar tıkanmalarının beyne zarar vermesidir. Tabii bu teori tek başına yakınmaların şiddetini veya devam eden nöroinflamasyon bulgularını açıklamıyor.
Burada akla gelen iki önemli neden daha var. Biri nörotropizm – beynin virüsle doğrudan enfeksiyonu, beyinde zararlı proteinlerin yanlış katlanmasını ve kümelenmesini Alzheimer hastalığında meydana gelen patolojik sürece benzer şekilde hızlandırır. Burada ana sebep muhtemelen bir otoimmün veya hiper-inflamatuar bileşen ile giden bir bağışıklık yanıtıdır. Nitekim Nature’da Kasım 2020’de yayınlanan bir makale, koku alma siniri üzerinde SARS-CoV-2 virüs varlığını doğruladı.
Araştırmacılar ayrıca beyindeki koku alma sinirinin gittiği yol boyunca SARS-CoV-2 proteinleri buldular ve bunun virüsün beyne direk ulaşması için bir yol olabileceği düşünülüyor. İkinci önemli neden, SARs-CoV-2’nin aslında beyni bir olaylar zincirini başlatacak kadar uzun süre enfekte etmesi ve nöronlarda protein üretiminin bozulmasına yol açmasıdır. Ortaya çıkan protein kümeleri, Alzheimer hastalığında bulunanlara benziyor.
Nöro-COVID, T hücrelerinin istilasına ve beyin hücresinin işlev bozukluğuna neden olur. Bu bağışıklık maddelerinin doğrudan beyin hücrelerinizle etkileşerek zarar vermesi sonucu gerçekleşir.