Etiket aldatmacasına kanmayın! Marketten gerçekte ne aldınız?

Etiket aldatmacasına kanmayın! Marketten gerçekte ne aldınız?

Hep teknolojinin akıl almaz şekilde ilerlediğinden, geliştiğinden bahseder dururuz. Peki, teknoloji sadece elimizde tuttuğumuz telefon, yanımızdan ayırmadığımız tabletler mi dersiniz? Hayır. Çünkü teknoloji sadece dijital dünyadan ibaret değil. Soframıza gelen yoğurt da, ayaküstü atıştırdığımız sandviç, gofret, cipsler de gıda teknolojisinin bir ürünü ve o teknoloji öyle bir noktaya geldi ki paketin ön yüzünde bize “yüzde yüz doğal meyve suyu” vaat ediyor. Ancak kutunun içinde sadece laboratuvarda üretilen aroması bulunuyor. İçinde et olmadan salam, sucuk yediğimiz de oluyor; tam tahıllı diye tüketip adını asla duymadığımız katkı maddeleriyle dolu ekmekler de…

Çok değil sadece 20-25 yıl önce çevremizde bu kadar fazla market yoktu. Eksikleri mahalle bakkalından edinir ve çoğunlukla da ev yemeklerini tüketirdik. Ancak bugün geldiğimiz noktada market raflarında birbirinden leziz, çeşit çeşit paketli ve uzun ömürlü ürünler bizleri bekliyor. Elbette raftan alıp sepetimize koymak en kolayı ama bunu yaparken kaçımız etiket okuyoruz? Ya da etikette ne yazdığını hiç merak ettik mi? Mesela en basitinden başlayalım: Dilimli tost ekmeği aldığınızda içinde sadece un, su, tuz ve maya olduğunu mu düşünüyorsunuz? Cevabınız evet ise gelin sizinle etikette gerçek anlamda ne yazdığını inceleyelim.

Etiket mi aldatmaca mı?

Kendinizi bilinçli bir tüketici olarak görüyor olabilirsiniz. Üreticiler de bunu biliyor ve sizi türlü türlü yollarla elinize aldığınız o ürünün sağlıklı olduğuna ikna edecek yollar deniyor. İlk adım paketin ön yüzü. Ne kadar sağlıklı görünüyor değil mi? Ne mi yazıyor?

– Yüzde yüz doğal
– Şekersiz
– Organik
– Düşük Kalorili
– Çok tahıllı

Tüm bunları gördükten sonra o ürünün sağlıklı olduğunu düşündünüz ve sepetinize attınız. Peki ya içindekiler kısmı. İşte o bölümde bakın neler oluyor?

“İçindekiler”de ilk 3 maddeye odaklanın!

Paketin ön yüzünde yazılanları unutun, çünkü ön yüzünde yazan ne varsa sizi iknaya odaklıdır ve verdiği mesaj nettir: BU ÜRÜN SAĞLIKLI!

Oysa arka tarafını çevirin ve incelemeye başlayın. Listedeki maddeler ürünün içeriğinde en fazla bulunandan en az bulunana göre sıralanır. Bu yüzden ilk üç madde çok önemlidir. Mesela ilk sırada şeker yer alıyorsa o ürünü hemen yerine bırakın yoksa aldığınız ya da alacağınız kiloların sorumlusu olabilir. Şeker dışında işlenmiş tahıl ya da hidrojene yağ da yazabilir. Bunlar da ürünün yüksek oranda işlenmiş ve yağlı olduğunu gösterir. Bunun yerine paketin ön yüzünde yazılan maddeleri içindekiler listesinde ilk üçte arayın.

Bu arada listenin kabarık olması da o gıdanın çok fazla işlendiğini gösterir. Yani listenin kısa olması makbuldür.

Paketin boyutuna dikkat edin!

Ürünlerin arka yüzünde referans değerlerinin bulunduğu kutucuklar yer alır. Bu kutucuklarda ürün içeriğindeki yağ, enerji, karbonhidrat vs. maddelerin 50 ya da 100 gramlık ve bir paketteki ürüne göre sıralanmış değerleri bulunur. Kalorisini hesaplamak için hemen gözünüz en düşük gramaja gider. İşte bu da bir üretici aldatmacası. Sizi o ürünün kalorisi düşük olduğuna ikna etti mi?

Peki, gerçekten o ürünün 50 gramını mı tüketeceksiniz yoksa yedikçe kendinizi durduramayıp bütün paketi bitirecek misiniz?

Pakette yazan / gerçekte olan?

Diyet ürünler ya da light: Bu ürünler raflardaki diğer ürünlerden daha az kaloriye sahip olduklarını ya da sizi şişmanlatmayacaklarını düşündürtürler. Yağı ya da şekeri azaltılmıştır. Peki, ama nasıl? Yani yağı ve şekeri azaltırken bunların yerine ne kullanıldı? İşte bunu dikkatlice kontrol edin.

Bol tahıllı: Tahıl tabii ki sağlıklı ama gerçekten o ürün bol tahıllı mı ya da ne tür tahıl kullanıldı? Oysa burada kastedilen genellikle birden fazla tahıl çeşidi; yani iki ya da üç. Üstelik bunlar da sıklıkla işlenmiş tahıllar aksi belirtilmediği sürece.

Doğal: “Yüzde yüz doğal” mesajına kim karşı koyabilir ki ama bu ürünün tamamen doğal olduğu anlamına gelmiyor maalesef. Bu sadece ürünün üretiminde sadece bir aşamada maddenin tamamen kendisi ile çalışıldığını gösteriyor. Örneğin; paketli bir elma suyu tamamen elma suyundan oluşmuyor. İçeriğine elmanın yanı sıra pek çok madde de katılıyor. Sadece bir noktada eser miktarda elma kullanıldığında dahi o ürüne doğal elma suyu yazılabiliyor.

Organik: Son yılların yükselen trendi organik olmak. Sadece organik kelimesi bile sizi ikna etmeye yetiyor olsa da hangi maddenin organik olduğu önemli. Şeker organik olsa da şekerdir ne de olsa.

Şeker eklenmedi: Ürüne hiç şeker eklenmese de bazı ürünlerin içeriği doğal olarak yüksek şekerli. Bu yüzden şeker eklenmemiş olması o ürünün sağlıklı olduğu anlamına gelmemeli. Üstelik şeker yerine daha sağlıksız tat vericiler de kullanılmış olabilir.

Düşük kalorili: Düşük kalorili ürünler, markanın orijinal ürününden üçte bir daha az kaloriye sahip olmalıdır. Yine de, bir markanın düşük kalorili versiyonu diğer markanın orijinaliyle aynı kalorilere sahip olabilir.

Yağsız: Bu etiket genellikle, daha fazla şeker ilave etme pahasına yağın azaltıldığı anlamına gelir. Çok dikkatli olun ve içerik listesini okuyun.

Düşük karbonhidrat: Son yıllarda, düşük karbonhidrat diyetleri daha sağlıklı bir yaşamla ilişkilendirilse de bu etiketi taşıyan gıdaların genellikle abur cuburlar olduğu unutulmamalı.

Kepekli: kepek pek çok kişi için tercih nedeni olsa da dikkat edin. Eğer tahıllar ilk 3 içerikte değilse ürün tahıl ürünü olmayabilir.

Güçlendirilmiş veya zenginleştirilmiş: Bu, bazı besinlerin ürüne eklendiği anlamına gelir. Örneğin, D vitamini sıklıkla süte eklenir. Ancak, sadece bir şey güçlendirilmiş olduğu için onu sağlıklı yapmaz.

Glutensiz: Bir üründe glüten olmaması onun sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Birçok glütensiz yiyecek yüksek oranda işlenerek sağlıksız yağ ve şekerle donatılır.

Meyve aromalı: Meyvenin kendisi değil sadece aroması; yani tadı! Marketten aldığınız çilekli yoğurtta gerçekten çilek olduğunu düşünebilirsiniz ama o yoğurdun içinde çilek tadı almanız için laboratuvarda üretilen çileğin kimyasal taklidi de kullanılmış olabilir.

Trans yağ yoktur: Bu ifade, “porsiyon başına 0.5 gramdan daha az trans yağ” anlamına gelir. Bu nedenle, eğer porsiyon boyutları yanıltıcı derecede küçükse, ürün hala trans yağ içerebilir.

Şeker ama hangisi?

Şekersiz adı altında satılan pek çok ürünün aslında yüksek oranda şeker içerdiğini söylemek inanın yanlış olmaz. Çünkü karşımızda şekerin bin bir türlü halini ustaca kullanabilen gıda endüstrisi bulunuyor. Bu şekilde üründeki şeker miktarları ustaca gizlenebiliyor ve ürünün tadı gittikçe daha cazip, leziz gelebiliyor.

Şeker çeşitleri: Pancar şekeri, kahverengi şeker, tereyağlı şeker, şeker kamışı, pudra şekeri, Hindistan cevizi şekeri, hurma şekeri, altın şeker, invert şeker, muskovado şekeri, organik ham şeker, raspadura şekeri, buharlaştırılmış şeker suyu ve şekerleme şekeri.

Şurup Çeşitleri: Keçiboynuzu şurubu, altın şurubu, yüksek fruktoz mısır şurubu, bal, malt şurubu, akçaağaç şurubu, yulaf şurubu, pirinç kepeği şurubu ve pirinç şurubu.

Diğer ilave şekerler: Arpa maltı, melas, baston suyu kristalleri, laktoz, mısır tatlandırıcı, kristal fruktoz, dekstran, malt tozu, etil maltol, fruktoz, meyve suyu konsantresi, galaktoz, glikoz, disakkaritler, maltodekstrin ve maltoz. Bunlardan herhangi birini içerik listelerindeki en üst noktalarda ya da listenin birkaç noktasında farklı adlarla görürseniz, o ürün ilave şeker bakımından yüksektir.

Her şeye rağmen…

Tüm bu aldatmacalara rağmen neyse ki halen gerçekten sağlıklı, organik, şekersiz, yağsız ürünler de bulunabiliyor. Bunun için etiketleri iyi okumak ve elden geldiğince paketli, işlenmiş gıdalardan uzak durmak gerekiyor.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR