Hepimiz zaman zaman kapağı kapalı bir kavanoza konmuş çekirge davranışı sergileyebiliriz. Kavanoza konan çekirge ilk başta güçlü arka bacaklarını kullanarak hazneden çıkmaya çalışır. Dener, dener ve sonra tekrar dener. Başlangıçta çok ısrarcıdır. Birkaç saat boyunca dışarı çıkmak için durmadan hamleler yapar. Fakat bir süre sonra umudunu kaybeder ve vazgeçer, bir daha asla kavanozdan çıkmayı denemeyecektir. Artık kapağı açabilir ve ömür boyu evcil bir çekirgeye sahip olabilirsiniz. Çünkü çekirge durumu değiştiremeyeceğine inanmış ve denemeyi bırakmıştır.
Bu davranış modelini özellikle öğrencilik döneminde sıkça yapıyoruz: öğrenciler yenildiklerine inandıklarında denemeyi bırakarak pes ediyorlar. Artık başarı ve mutluluk ulaşabilecekleri kadar yakın olsa da onu yakalamaktan vazgeçiyorlar. Ancak bizi diğer canlılardan ayıran düşünebilme, akıl yürütebilme, yetenek, ortama göre uyum sağlama ve değiştirme gibi özelliklere sahibiz. Düşünerek ve ilerlemek için planlar geliştirerek eski yolları ve alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz.
Çalışma alışkanlıklarımızı değiştirmek, başarılı bir öğrenci olmaya yönelik ilk adımdır. Bu değişim süreci beş kuraldan oluşuyor: Motivasyon, tutum, araçlar, azim ve kazanmaya zorlamak.
Motivasyon
Motivasyon kişiyi amacını gerçekleştirmek için harekete geçiren şeydir. Peki bir düşünün motive olmak için sizi ne harekete geçirir? Kendinizi geliştirmek ya da gelecekteki ideallerinize kavuşmak için mi çalışıyorsunuz? Ailenizi veya arkadaşlarınızı etkilemek için mi çalışıyorsunuz yoksa neden çalıştığınızdan emin değil misiniz? Değişimin ilk prensibi, bunu neden yapmanız gerektiğini anlamanızdır. En iyi üniversiteye gitmek isteyen lise öğrencisi misiniz? Yoksa sadece daha iyi notlar almak ve daha fazla şey öğrenmek isteyen biri misiniz? Sizi neyin motive ettiğini bulun. Hangi yakıtın motorunuzu daha iyi çalıştırdığını bilirseniz, mükemmel bir performans yakalamanız daha kolay olacaktır.
Tutum
Çalışmaya başlamadan önce düşünce tutumunuz, motivasyon ve enerjinizi etkiler. Bu yüzden yapacağınız işlere başaracağınıza ve kazanacağınıza inanarak başlayın. Sürekli çalışmak dışında başka şeylerle oyalanıyorsanız ya da ders çalışmayı anlamsız buluyor ve başaramayacağınıza inanıyorsanız haliyle hedefinize ulaşmak için harcadığınız zaman boşa geçecektir. Oysa başarabilme becerinize inanmak çok önemli, inanmak başarmanın yarısıdır.
Özgüveninizi geliştirmenin en iyi yollarından biri, yeteneklerinize inanan ve sizi geliştiren insanlarla beraber olmaktır. Aile, başarılı ve çalışkan arkadaşlar ve hocalarınız “takımınız”da olması gereken hayatınıza başarı ve özgüven katacak kişilerdir. Başaramayacağınızı, yeterince zeki olmadığınızı ya da seçtiğiniz alanın çok rekabetçi olduğunu söyleyerek sizin motivasyonunuzu düşürecek kişilerden uzak durun. Kendinize güvenin, potansiyelinizi gören ve size destek olan “bunu başaracaksın” diyen kişilerle birlikte olun.
Araçlar
Birkaç dakikanızı ayırarak çalışma becerileriniz hakkında zayıf ve güçlü olduğunuz beş yönünüzü bir kağıda yazın. Çünkü güçlü ve zayıf olduğunuz yönlerinizi biliyorsanız bunları geliştirmek için doğru yöntemleri daha kolay bulursunuz. Çalışma becerilerinizi geliştirmek için sık sık pratik yapıp gözden geçirin. Çünkü çalışmak içgüdüsel bir şey değildir. Uygulama ve gözden geçirme, beceri düzeyinizi zirvede tutmanın en iyi yoludur.
Azim
Başarısızlıklar karşısında yılmamak ve azimle devam etmek başarıya ulaşmada en önemli faktör, aslında başarılı insanlar zorluklar karşısında yılmayan kişilerdir. Çoğu insan, arzuladığı potansiyele ulaşamaz çünkü denemeyi çabuk bırakır. Çalışmaya azimle devam edebilmek için, iki şeyi kabullenmek gerekir: Çalışmak zamanınıza mâl olacak ve hedefinize ulaşırken zorlanacaksınız, hatta strese girecek ümitsizliğe kapılacaksınız.
Hedefinize ulaşabilmek için hangi zorluklarla karşı karşıya olduğunuzu bilmelisiniz. Azmetmeyi öğrenmek biraz sancılıdır, ancak tüm yaşanılan acıların kötü olmadığını hatta birçok durumda acının kişisel gelişim için gerekli olduğunu unutmayın. Bitmeyen işler yüzünden geceleri uykusuz kalacak, arkadaşlarınız eğlendiği sırada siz çalışacak, sosyal yaşamınızı erteleyeceksiniz fakat bu kadar çalıştıktan sonra bile bazen sınavda başarısızlık yaşayacaksınız; “çünkü hoca zor sormuştur.” Ama azminizi yitirmeden çalışmaya devam edin olayın bütününe baktığınızda başardığınızı sonunda göreceksiniz. Kendinizi strese ve zora hazırlayın ve çalışma hayatınızdaki yerini kabul edin. Azmetmek sizin başarıya ulaşmanız ve kendinizi geliştirmeniz için en önemli yoldur.
Kazanmaya odaklanmak
Kendinizi kazanmaya odaklayın. Buna küçük adımlarla başlayın. Üniversiteye hazırlanma dönemindeyseniz çalışmaya yavaş yavaş başlayın, kendinizi aşırı yormayın çünkü tüm enerjinizi hızlı bir şekilde tüketebilirsiniz. İyi bir koşucu kaslarını adım adım geliştirir, siz de akademik dayanıklılığınızı aynı şekilde geliştirmelisiniz. Eğer çok hızlı başlarsanız, iki yıldır antreman yapmayan sonra beş kilometre koşmaya çalışan koşucu gibi olacaksınız. Bunun sonucunda kaslarınız yırtılacak ve özgüveninizi kaybedeceksiniz.
Kendine güven kazanmanın tek yolu risk almaktır. Birçok öğrenci doktor, avukat, gazeteci ya da mühendis olmak ister. Eğer kariyer hedeflerinize doğru sistematik bir yol izler ve sabırla hareket ederseniz başarmanızın mümkün olduğunu göreceksiniz. En iyiye ulaşmak için birkaç doz pozitif deneyim takviyesi alın. Dersinde aktif olduğunuz matematik hocanızın sizi takdir etmesi motivasyonunuzu artıracaktır. Başarı başarıları doğurur. Her sene başında ders çalışmayı düzenli olarak başlayın. Çünkü başardığınız zaman çok iyi hissedeceksiniz ve tekrar bu hissi yaşamak isteyeceksiniz. Bu sizi teşvik edecek. Eğer en iyi olanı dönem başından itibaren yapmazsanız, sürekli olarak geride kalacak ve yetersiz hissedeceksiniz. Kimse bu şekilde hissetmeyi sevmez. Bununla birlikte baştan beri derslere katılır, iyi bir performans sergilerseniz daha sonrası için kendinizi teşvik etmeniz daha kolay olacaktır.