İtalyan bilim insanları, çocuklarda uykunun önemi üzerine bir araştırma yayınladı. Araştırma yeterince uyumayan çocuklarda genetik özelliklerin bile etkilendiğini ortaya koydu. Bu araştırmada ayrıca çocuğun yeterince uyuyup uyumadığını ve uykusunun kalitesini anlamak için bir de kan testi geliştirildi. Yani ‘Bana bu kadar uyku yetiyor’ cümlesinin fizyolojik olarak doğru olup olmadığını basit bir test ile anlayabileceğiz. Bu da uykusuzluğun yarattığı birçok olumsuz etkiyi ortadan kaldırmayı sağlıyor.
İyi bir uykunun faydaları neler?
Son 10-15 yılda cep telefonları, tabletler, sanal dünya çocuklarımızın uykusundan çaldı. Uyku sırasında vücut faydalı birçok süreçten geçiyor. Bu durumu bir çeşit yenilenme, tazelenme gibi düşünebiliriz. Uyku sırasında;
– Doku büyümesi ve onarımı gerçekleşir ve büyüme ve gelişme için önemli hormonlar salınır
– Kaslara kan akışı artar,
– Enerji geri kazanılır,
– Öğrenme sağlanır ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığı artar,
– Vücudun yorgunluğunu atmasının yanı sıra vücuttaki hasar onarılır, hastalıkların iyileşmesi sağlanır,
– Eksilen kimyasallar yerine koyulur.
Kalitesiz uykunun etkileri neler?
İyi uyuyamayan çocuklar tempoya ayak uydurabilmek, arkadaşlarıyla vakit geçirebilmek için adrenalin hormonu salgılamaya başlar. ‘Bu çocuk niye böyle sinirli, yerinde duramıyor’ dediğimiz çocukların bir kısmı aslında adrenalin hormonunun salgılanması nedeniyle hiperaktif ve sinirli oluyor. Hatta bu durum sık tekrarlanırsa çocuğun hormonal düzeni bozuluyor ve gece birdenbire uyanmaya başlar. Dolayısıyla çocuklar hareketli ve aktif görünse de uyku düzeninin ihmal etmemek gerekiyor çünkü bu durum belli hormonların bozuk salgılandığını gösterebilir. Yeterince uyuyan çocuklar daha sakin, uyumlu olduğu gibi iyi uykunun zekâ seviyesini etkilediğini artık biliyoruz. Araştırmalara göre farklı yaş gruplarında yüksek IQ’ya sahip çocuklar daha uzun süre uyuyor. Tüm bunların yanı sıra az uyuyan çocuklarda;
– Bağışıklık zayıflar,
– Dikkat eksikliği görülür
– Ders başarısı düşer,
– Huzursuzluk ve sinirlilik görülür
– Ayrıca uyku eksikliği olan çocuklarda, kalp hastalıkları, otizm ve diyabet daha sık görülür.
Uyku yeterliliğini ölçen kan testi nasıl çalışıyor?
Uyku süresi ve kalitesi çevresel ve sosyal nedenlerin yanı sıra biraz da genetiktir. Ancak yaşam tarzı vücudumuzun ve sağlığımızın şekillenmesinde genetikten daha güçlü bir etki yaratır. Buna ‘epigenetik’ diyoruz. Epigenetik değişikliklerle uyku ihtiyacımız, uyuma saatimiz ve süremiz ayarlanabilir.
Peki, bu kan testi nasıl ortaya çıktı? İtalyan bilim insanları bir araştırma yayınladı. Araştırmada, İspanya, İtalya, Kıbrıs, Almanya, Belçika, Estonya, Macaristan ve İsveç ülkelerinden çocuk ve ergenler değerlendirildi. Günde 9 saatten az uyuyan çocuk ve ergenler “kısa uyuyanlar” kategorisinde sayılırken, günde en az 9 saat uyuyanlar “normal uyuyanlar” kategorisinde kabul edildi. Tüm çocuk ve ergenlerin genlerini etkileyen mikroRNA dediğimiz genetik moleküllerine bakıldı. MikroRNA’lar basit bir kan testi ile kontrol edildikten sonra iki grup arasında ciddi farklar bulundu. Üstelik bu farklılıklar ırk, yaş, cinsiyet, eğitim gibi faktörlerden etkilenmiyordu.
Bu araştırma bize ilk kez uyku kalitesi ve süresinin mikroRNA’ya kadar genetiğimizi etkilediğini gösterdi. Bu bilgi uyku kalitesi, hijyeni ve süresini değerlendirmek için yapılabilecek bir teste temel oluşturuyor. Yani bir kan testi ile yeterli ve iyi uyuyup uyumadığımız anlaşılabilir. Dolayısıyla gerekli epigenetik değişiklikleri yapabiliriz. Erken yatıp, çocuğumuzun da uykusunu alması için erken uyumasını sağlayabiliriz. Böylece mikroRNA’ların sayısını sağlıklı seviyelere çıkarabiliriz.
Çocuğumuzu uykuya nasıl hazırlamalıyız?
Çocuklar televizyon, bilgisayar, cep telefonu ile çok fazla haşır neşir. Bu cihazların yaydığı mavi ışık çocukların uykusunu kaçırmak için birebir olduğu gibi kâbus görmesine ve uyku bozukluklarına da neden oluyor. Gece geç saatlerde mavi ışığa maruz kalmak melatonin hormonunun üretimini baskıladığı gibi uykuyu da zorlaştırıyor. Uyumadan en az 3 saat önce teknolojik aletlerle çocuğunuzun bağını koparmaya çalışın.
Yunan, İtalyan ve İspanyol kültüründe yaygın olan bir kavram var: Siesta… Yani öğle uykusu. Bizde de şekerleme olarak geçen bu uykunun ciddi anlamda faydası var. Tabii ki çalışanların günlük hayatta uygulaması çok mümkün olmasa da dünya genelinde bazı büyük şirketler ve ülkeler uyku odası yaparak çalışanlarını uyumaya teşvik ediyor. Bu şekilde performansın arttığı ve daha verimli çalışıldığını biliyoruz. Öğle uykusu çocuklarda dikkati arttırırken öğrenme ve gelişim üzerinde de fayda sağlıyor. Eğer çocuğunuz sabah oldukça erken kalkıp öğlen eve geliyorsa, ödevlerini yapmadan ya da başka aktivitelere dâhil olmadan önce kısa bir şekerleme yapabilir.
Çocuklarda, özellikle de bebeklerde düzen anahtar kelimedir. Bebeğin ve çocuğun gelişimi, uyku, yemek düzeni ile yakından ilişkilidir. Düzenli uyku çocuğun fiziksel ve zihinsel süreçlerinde onarıcı, etkili rol oynar. Bu ritim bozulduğunda uykuya dalma ve uykuda kalma da zorlaşır. Okul çağındaki çocuklarda ise en az 9 saat uykuya ihtiyaç var. Bu 11 saate kadar çıkabilir. Düzenli uyumak, hafta sonu da uyku düzenini çok şaşırtmamak çocukların sağlıklı biyoritminin oluşmasını sağlar.
Çocukların kolayca uykuya dalması için en ideali karanlık, sessiz ve hafif serin bir ortamdır. Uyurken vücut ısısının biraz düşmesi gerekir. Bu nedenle odanın çok sıcak olmaması gerekiyor. Çocuklar korkmasın diye sürekli yanan gece lambaları onların melatonin hormonunu düşürürken, üşümesin diye açılan kaloriferler de derin uykuya geçmesini önlüyor ve kaliteli bir uykuyu engelliyor.