Kendinizi canlı hissetmenizi sağlayacak 10 muhteşem ipucu

Kendinizi canlı hissetmenizi sağlayacak 10 ipucu

Her gününüze enerjik, zinde ve sağlıklı başlamak istiyor fakat kendinizi yorgun, halsiz mi hissediyorsunuz? Kendinizi gözden geçirin ve neden cansız hissettiğinizi çözmeye çalışın. Mesela her gün gün ışığına çıkıyor musunuz? Gün içinde ne kadar hareket ediyorsunuz? Radyasyona ne kadar maruz kalıyorsunuz? Nasıl besleniyorsunuz? Tükettiğiniz besinler taze mi? İşlenmiş gıda tüketiyor musunuz? İlaçlara bağımlı mısınız? İnsanlara, hayvanlara, bitkilere dokunuyor musunuz? Sigara kullanıyor musunuz? Kendinizi olumsuz duygularla mı yoksa olumlu düşüncelerle mi besliyorsunuz? Doğayı dinliyor musunuz? Bütün gün çalışarak mı günü tamamlıyorsunuz yoksa kendinize vakit ayırıp spor yapıp dans edip eğlenip gülüyor musunuz? Haydi, şimdi oturup bu soruları cevaplayalım ve sonuçları değerlendirelim!

1. Gün ışığına yakın, radyasyona uzak olun

Fiziksel ve beyin sağlığımız için gün ışığının çok büyük bir önemi vardır. Karanlık ortamlarda uzun süre zaman geçirmek bile içimizi sıkarken hiç gün ışığı almadığınızı düşünün düşüncesi bile korkunç değil mi? İşte vücudumuzun gün ışığına ihtiyacı da aynı psikolojiniz gibi gün ışığı beyninizin kimyasal dengelerinin uyumunu sağlar ve daha enerjik ve zinde hissetmenize yarar.

Kemik gelişimine destek verir, tam anlamıyla içinizi ısıtarak organlarınızın ve dolaşım sisteminizin çalışmasını hızlandırır, tansiyonunuzun dengelenmesinde de etkilidir. Fakat gün ışığına değil de fazlaca radyasyona maruz kalırsanız bu etkileri tamamen tersi meydana gelmeye başlar.

Yoğun bir telefon trafiği olan yerde yaşıyorsanız etraftan alacağınız radyasyon sizi etkileyecektir. Sigara içiciliği gibi düşünebilirsiniz bunu. Sigara içmenin kendisi de zararlıdır ancak etrafınızda sigara içenlerin olması da o kadar zararlıdır.

Örneğin günlük hayatımızda elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarımız, beyin dalgalarımızın frekansları ile benzerlik taşıdığından normal beyin işlevlerimizde farklı etkilere yol açabiliyor, telefonlarımızda bulunan radyasyon vücudumuzun biyolojik saatinde düzensizliklere, hafızada etkilenme unutkanlık, vücutta yanma ve karıncalanma hissi, yorgunluk, uyku bozuklukları, baş dönmesi, odaklanma yetisini kaybetme gibi daha birçok yakınmaya sebebiyet verebilir. Bu nedenle cep telefonu kullanım süresini kısıtlı tutmamız gerekiyor.

2. Hareket, hareket, hareket…

Tüm bu kötü etkilerden kurtulup vücudumuzu her gün yenilemenin genç ve sağlıklı kalıp mutlu bir hayat sürdürebilmenin bir temel taşı da düzenli hareket ve egzersizdir. Bu hareketten kastımız düzenli olarak yürümek bile olabilir. Hafta da 5 gün günde 45 dakika – 1 saat yürümek beyin faaliyetlerimizi artırarak canlanmamızı ve odaklanmamızı sağlar.

Vücudumuz hareketsiz kaldıkça hantallaşır organlarımızın çalışma düzeni yavaşlar, dolaşım ve metabolizma hızımız yavaşlar bu da kilo almamıza ve beraberinde çeşitli birçok hastalığı getirir. Tabii bu denklemi tersten düşünürsek de hareket ettikçe vücut kendini yeniler, tükettiğimiz besinleri çok daha hızlı ve kolay sindirerek kilo artışını önler ve böylelikle az evvel bahsettiğimiz bütün hastalıklara karşı bağışıklığımızı güçlü tutmuş olur. Hareket ettikçe canlılığımız da artmış olur.

Pahalı egzersiz dersleri almaya spor salonlarına kaydolmaya gerek yok, bol oksijenli açık hava yeterli. Açık havada dakikada 100-120 adım gibi hızlı tempo yürümek, bisiklete binmek, yüzmek en sağlıklı egzersizlerdir. Egzersiz yapmaya başladığınızda beyin ve kalp fonksiyonlarınız hızlanır, kendinizi çok daha mutlu enerjik ve zinde hissedersiniz. Bağışıklık sisteminiz, kemik ve eklemleriniz güçlenir.

Egzersiz biyolojik yaşımızı gençleştiren bizim gençlik iksirimizdir. Özellikle de Alzheimer ve diğer demans türleri yaşlı nüfusun artmasıyla büyük bir hızla artış gösterirken, beyin sağlığını korumak için daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Doğru ve bilinçli egzersizler ile bilişsel performansımızı iyileştirmek, beyin sağlığını korumak ve hafızayı canlı tutmak mümkün.

İstikrarlı biçimde yapılan her türlü egzersiz fiziksel ve ruhsal sağlık açısından faydalı ancak yıllardır yapılan çalışmalar, açık havada hızlı tempo yürümek gibi aerobik egzersizlerin beyin sağlığını korumak açısından en faydalı egzersiz türü olduğunu gösterdi. Aerobik türünü faydalı yapan şey ise vücuda çok fazla oksijen girişini sağlıyor olması.

3. Beslenme şeklinizi düzenleyin

Yine kendinizi tazelenmiş canlanmış hissetmenizi sağlayacak bir diğer etken ise beslenme şeklinizdir. Unutmayın ne yerseniz osunuz. Önce çoğunuzun bildiğinin tersini söyleyelim, sağlıklı kalmak için kalori sayma saplantınız varsa ve özellikle sadece proteinli besleniyorsanız buna bir mola verin. Bunun yerine dengeli beslenmek kuralına uyun. Ne sadece karbonhidrat (sebze, bakliyat) ne sadece protein (et, balık) ne de yağları tüketmeyin.

Tabağınızda bolca nişasta içermeyen yeşil yapraklı sebzeler, proteinler ve yüzde 20-30 sağlıklı yağlar olsun. Şeker, beyaz un, fast food gibi basit karbonhidratlardan, işlenmiş gıdalardan uzak durun. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye gayret edin.

Hindistan cevizi yağı, zeytinyağı gibi iyi yağlardan korkmayın; bol bol tüketin. Sabah öğününü asla atlamayın ve akşam öğününüz için 19.00’u geciktirmeyin.

4. Dokunun, sarılın, hissedin

Dokunun ve hissedin, mesela birini çok sevdiğiniz o insana karşı iyi duygular beslediğinizde sürekli sarılmak isteyebilirsiniz. Bu durum içgüdüseldir. Çünkü biz insanlar kendimizi dokunarak daha iyi ve doğru ifade ederiz. Dokunmak iyileştirir. Bir köpeğin başını okşamak ona olduğu kadar size de iyi gelir. Kendinizi daha canlı ve zinde hissedersiniz.

Ayrıca yanında olmaktan gerçekten zevk aldığınız, sizi siz olduğunuz için seven insanlarla arkadaşlıklar kurun. Sürekli iletişim halinde olup bağlarınızı güçlü tutmaya gayret edin. Ailenizi ihmal etmeyin ve ailenizle kardeşlerinizle güçlü bağ kurun.

5. Ağrı kesicilere sarılmayın

Sürekli ilaç kullanırsanız mesela her başınız ağrıdığında ağrı kesici içerseniz ilaçlara bağımlı hale gelebilirsiniz. Bu da beyninizin istediğiniz kadar fonksiyonlu çalışmasını engeller,

İlaçlar aynı zamanda karaciğerinizde zamanla birikme yapabilir, organlarınızda ve hormonlarınızda dengesizliğe neden olabilirler. bu durum da sizin hayat enerjinizi canlılığınızı ve zindeliğinizi olumsuz yönde etkileyebilir.

İlaçlarla olan ilişkinizi değerlendirin ve ayda 2 kereden fazla ağrı kesici tüketmeyin.

6. Stres en aza indirmek için ‘Hayır’ deyin

Ruh sağlığımız da bedensel sağlığımıza etki eder. İnsanoğlunun 21’inci yüzyıldaki en büyük sağlık sorunlarından biri depresyon ve bunun temel nedenlerinden biri yaşam şeklimizin değişmesi. Doğa ile iç içe yaşayan, güneş gören, toprağa basan, çiçek eken, kendi yiyeceğini doğal şekilde üreten insanoğlu artık bina içinde, güneşi görmeden, toprakla iç içe olamadan yaşıyor.

Doğanın kurduğu ekosistem içinde yer alamayınca da dengemiz bozuluyor. Demir ve vitamin eksiklikleri, sağlıksız beslenme nedeniyle bağırsaklarda faydalı bakterilerin azalması, bazı mineral eksiklikleri duygu durumumuzu olumsuz şekilde etkiliyor.

Birçok hastalığın ortaya çıkmasında en büyük etken üzüntü ve strestir. Hayatınızda stresi en aza indirmek için ‘Hayır’ demeyi öğrenmelisiniz ve kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelerden uzak durmalısınız. Daha fazla gülün. Gülmek hayata tatmin duygusu katarken ruhumuzu ve bedeninizi ısıtır. Unutmayın siz mutluysanız vücudunuz da mutlu…

7. Akarsu kenarına gidin

Yeşillik, temiz hava, akarsu tüm bunların fikri bile canlı hissetmemizi sağlıyorken gerçekten bir akarsu kenarına gitmenin vücudunuz üzerindeki etkisini bir düşünün. Rahatlamanızı ve kendinizi zinde hissetmenizi huzurlu hissetmenizi sağlayacaktır.

8. Toksinlerden kurtulun

Her gün binlerce kimyasal kanserojen madde ve elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz. İçinde bulunduğumuz toksik ortam aslında birçok kronik hastalığı da beraberinde getiriyor.

Gelin bu toksinlerden kurtulalım; işe kullandığımız temizlik malzemeleri, şampuan, cilt kremleri ve makyaj malzemelerinizden başlayın. Plastik şişede ve kimyasal madde içeren ürünleri kullanmamaya dikkat edin.

Aslında en doğal ve sağlıklı cilt kremi Hindistan cevizi yağı olduğunu da hatırlatalım. Toksinlerin vücuttan atılması için su çok önemli bol bol su için. Ayda bir kese yaptırmak, saunaya gidip terlemek toksinleri atmak için harika bir yöntem.

9. Eğlenin, dans edin

Sigara tüketimi ve zararlı madde kullanımı size ve beyninize ne kadar zarar veriyorsa eğlenmek dans etmek de bir o kadar enerji verir.

Kendinizi yorgun halsiz güçsüz hissettiğiniz bir gün ayağa kalkın kendinizi zorlayın, bir müzik açın dans etmeye başlayın. Üzerinizdeki etkisine hayret edeceksiniz.

10. Ölçülü olun, ölçülü yaşayın

Ve aslında yaşantınız için en önemli olan ise ölçülü olun. Ölçülü olmak her yönden sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmektir. Bunun içine; çalışmak, dinlenmek, oyun oynamaktan aile ve dostlarla geçireceğiniz zamana, uyku, beslenme ve egzersize kadar her şey girer.

Unutmayalım ki vücudumuz ve beynimiz hep dengede ve ölçülü olmak ister. Siz siz olun az uyku kadar çok fazla uyumanın da vücudumuza zararlı olduğunu unutmayın. Egzersiz yapmanın da bir sınırı var. Egzersizin azı kadar çoğu da vücut için zararlıdır.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR