İtalya genel olarak çok iyi sağlık sistemiyle bilinmektedir ve dünyadaki en yüksek yaşam beklentilerinden birine sahiptir. Ortalama yaşam süresi erkekler için 80, kadınlar için 85’tir, ortalama yaşam süresi ve düşük bebek ölümleri açısından dünyada 5. sırada yer alır.
Amerika’da %39, ülkemizde %20’nin üzerinde olan obezite oranı İtalya’da oldukça düşük; %10’un altında. Sadece çok daha zayıf değiller, aynı zamanda daha uzun yaşıyorlar.
UNESCO, İtalya’yı Akdeniz diyetinin ana merkezi olarak kabul etmektedir. Birçok çalışma Akdeniz diyetinin kanser ve kalp hastalığı riskini azaltmanın yanı sıra sağlıklı ve uzun bir yaşam açısından sayısız faydası olduğunu ortaya koymuştur.
Derler ya “İtalyanlar gibi yiyin, şişmanlamayın!” diye, bu bana hep şaşırtıcı gelmiştir. Bol pizza, makarna ve süt ürünlerine rağmen İtalyanların neden şişmanlamadığını hiç merak ettiniz mi? Ben de İtalya’ya yaptığım bu seyahatte, İtalyanların neden şişmanlamadığını kendi gözlerimle gözlemlemek istedim.
Seyahatim İtalya’nın kuzeyinde, Como göller bölgesinde başladı ve Dolomiti dağlarına en yüksek rakımlara ulaşarak Milano da sonlandı. O kadar makarna yedikleri halde bu nasıl olabilir ve kilo almıyorlar? Ortalama bir İtalyan haftada yaklaşık 3-4 kez makarna yiyor ki bu ABD’de yenilenden üç kat daha fazla. Peki bellerini etkilemeden nasıl bu kadar çok yiyebiliyorlar?
İtalya, bol miktarda pizza, makarna ve diğer birçok nefis yemeğe rağmen obezite ve aşırı kilonun nadir görüldüğü bir Akdeniz ülkesidir.
Zeytinyağı olmazsa olmazları
İtalyan özellikle sızma zeytinyağı tercih edilir ve bu yağ salatalarda ve yedikleri çoğu şeyde yoğun olarak kullanılır.
Taze gıdalar tüketiyorlar
İtalyanlar yemek hazırlarken işlenmiş gıdalar yerine taze gıdalar yerler Böylece vücuda sadece bize zarar verebilecek gereksiz yağlar, kimyasallar ve koruyucular girmemiş olur.
İtalyan restoranlarında servis edilen porsiyonlar genellikle küçüktür. Bu küçük porsiyonlar, İtalyanların yedikleri miktarı kontrol etmelerine yardımcı olur.
Yiyebildiğin kadar yemek nerdeyse hiç yok. Dünya porsiyonlarına göre en düşük porsiyon miktarlarından biridir, mütevazı bir makarna porsiyonu yiyorlar ve fazladan bir porsiyon almıyorlar.
Yavaş yemek yiyorlar
Yemek saatlerinde sakinleşmek ve yemeklerinin tadını yavaşça çıkarmak için zaman ayırırlar, bu da düzgün bir şekilde sindirmelerini ve beyinlerinin ne kadar yiyecek tüketildiğini kaydetmesini sağlar, bu da aşırı yemekten kaçınmayı sağlar. Akşam yemekleri sosyalleşerek sakinleşerek 3 saate kadar sürebiliyor. Lokmalar arasında çatallarını bırakıyorlar ve sindirime yardımcı olduğundan emin olduğum çok daha rahat görünüyorlar.
Çoğunlukla akşam yemeğinden önce ve sonra, ‘passeggiata’ dedikleri yavaş bir gezinti yapıyorlar ve her gün yürümeyi diğer ulaşım araçlarına tercih ediyorlar! Televizyon ya da bilgisayar ekranının karşısında oturmak yerine İtalyanlar akşamları yürüyüşe çıkarlar. Akşam 7’den 10’a kadar sokaklar yürüyüşe çıkan çiftler, arkadaşlar ve ailelerle dolup taşar.
Akşam yemeğinden sonra yürümek sadece sindiriminizi iyileştirmek ve kalori yakmakla kalmaz, aynı zamanda kalori yakma hızınızı (bazal metabolizma hızı-BMR) da artırmaya yardımcı olur. Fitness’a farklı bir gözle bakılıyor. Çoğu insan spor salonuna gitmek yerine gün boyunca kendini aktif tutuyor.
Diyet yapmıyorlar
İtalyanlar iyi beslenmeyi ve arada sırada tatlı bir şeyler yemeyi tercih ediyorlar ve bu şekilde hayal kırıklığına uğramıyorlar. Çünkü insanlar diyet yaptıklarında genellikle depresyona giriyor ve daha da fazla kilo alıyorlar. İtalya’daki pek çok insan kalorilerle ilgilenmez çünkü genellikle doyduklarında yemek yemeyi bırakırlar.
Makarna pişirme usulleri de farklı al dante dedikleri hafif sert pişiriyorlar ve bu şekilde pişirilen makarnanın glisemik indeksi daha düşük oluyor. Aynı miktarda ekmek, pirinç veya patates ile karşılaştırınca bu şekilde pişirilen makarna kan şekeri seviyelerinde ve insülin üretiminde en düşük artışı sağlar. Düşük glisemik yükünün nedeni, makarnanın daha fazla yoğunluğa sahip olması ve bu nedenle daha yavaş sindirilip emilmesidir.
Makarnanızı ne kadar uzun süre pişirirseniz, yoğunluğu o kadar azalır ve yedikten sonra glisemik yükü o kadar artar. Makarnayı aldante yapmak için en fazla 7-8 dakika pişirmelisiniz.
Buradaki şeften tüyosunu aldım. Öncelikle, suya tuz eklendiğinden ve suyun iyice kaynadığından emin olun ve büyük bir tencerede pişirin. Orta tencerede yaparsanız makarna eklendiğinde su soğuyacak ve yeniden ısınmasını ve kaynamasını beklemeniz gerekecek. Makarna tellerini ayırmak için karıştırın ve makarnayı ısırarak test ettiğinizde pişmiş ama hala çiğnenebilir olana kadar yaklaşık 7-8 dakika pişirin, makarna yumuşayana kadar beklemeyin! Ateşi kapatın ve hemen süzülmesi için bir kevgire dökün ve hemen servis edin. Sıcak makarna bir kapta bekletilirse zamanla pişmeye ve yumuşamaya devam edecektir.
İtalyanlar makarnayı çoğunlukla durum buğdayı unu ve irmik ile yapıyorlar. Makarna, tek başına kilo aldıran bir besin değildir. Haşlanmış makarnanın kalori değeri çok düşüktür. Ancak makarnayı aşırı yağlı, katı yağlar içeren soslar, mayonez gibi yağlı hazır soslarla birlikte tükettiğinizde ve mükellef bir ana yemeği tamamlamak üzere tercih ettiğinizde ve bu durumu alışkanlık haline getirdiğinizde kilo almanız kaçınılmazdır.
Makarnayı, çok haşlamadan hafif diri bırakmanız ilk kuraldır. Ardından bol yeşilliklerle salata şeklinde ya da hafif sızma zeytinyağlı sosla kavurabilirsiniz. Burada esas önemli olan katı yağ kullanımından ve bol yağlı sos yapmaktan kaçınmaktır. Ayrıca makarnayı ana yemeklerin tamamlanması için değil tek başına bir öğün olarak tüketmeyi deneyin. En önemlisi makarnayı protein kaynağı besinlerle birlikte tüketin. Örneğin et, balık, tavuk ya da peynir. Genellikle irmik çok emici bir malzeme olmadığı için, İtalyanların “al dente” dediği hafifçe dişe gelen makarnaların üretimi için çok yararlı olmaktadır. Yakın zamanda da İtalyanlar makarnaya Lif ve Protein İlave Edilmiş Makarna Satın Almaya Başlıyor
Daha düşük glisemik yüke sahip olması için makarnalarını sadece al dente pişirmekle kalmıyorlar, aynı zamanda daha az karbonhidratla birlikte daha fazla lif ve protein içeren makarna üretmeye başlıyorlar. Bazı makarna üreticileri protein açısından zenginleştirilmiş makarna unu karışımına garbanzo (nohut) unu eklemeye başladı ve sonuçta tadı hala harika olan ancak daha düşük glisemik yüke sahip bir makarna ortaya çıktı.
GDO’lu buğdaydan yapılmış makarna yemezler
Avrupa’nın çoğu gibi İtalya da genetiği değiştirilmiş (GDO) buğday ekiminden kaçınmaktadır. Enflamasyon sadece ağrılarınızı arttırmakla kalmaz, aynı zamanda bazal metabolizma hızınızı (kalori yakma hızınız) düşürür ve kilo almanızı kolaylaştırır.