Sağlığımız için faydalı olan Omega 3 yağ asitlerini duymayanınız yoktur. Peki, aslında kökeni taa Moğollar dönemine dayanan ancak modern tıbbın çok yeni dikkatini çeken Omega 7’yi ve inanılmaz faydalarını kaçımız biliyoruz?
Omega 7 doğada kısıtlı kaynaklarda mevcut, en bilindik kaynağı aslında bizim adını çok duymadığımız Avustralya kökenli makademya fındığı dediğimiz bir fındık türü. Makademya fındığı Avustralya’dan birçok ülkeye ihraç ediliyor. Yüzde yetmiş oranında yağ içeren bu fındık türünde nadir bulunan palmitoleik asit de mevcut. Omega 7’nin potansiyel faydası, yoğun olarak palmitoleik asitten kaynaklanır. Palmitoleik asit aslında vücudumuzda üretiliyor, ancak yaş ilerledikçe üretimi azalır. Makedamya fındığı yanında omega 7 kaynağı olan tek meyve yabani iğdedir. Yabani iğde aynı zamanda, flavonoidler, likopen, karotenoidler dediğimiz yoğun antioksidanlar ve A, B1, B12, C, E, K gibi vitaminler yönünden oldukça zengin bir meyve olduğundan kalp damar sağlığı ve bağışıklık sistemimiz için çok faydası bulunuyor.
Omega 7 metabolik sendromdan kurtuluş biletiniz olabilir
Metabolik sendrom artmış bel çevresi, kolesterol yüksekliği, kan basıncı yüksekliği ve yüksek glukoz düzeyleri ile seyreden kronik hastalıklara neden olan bir tablo. Metabolik sendromunuz varsa yüksek kötü kolesterol-LDL, düşük iyi kolesterol-HDL, insülin direnci, obezite ve kronik iltihaplanma sonucunda kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kalp krizi, beyin felci gibi yaşamı tehdit eden hastalıklara doğru yol almaya başlıyorsunuz demektir. İşte Omega 7 tam da burada devreye giriyor. Omega 3 vücudumuzda kronik iltihaplanmaya karşı savaşırken, Omega 7 çok farklı mekanizma üzerinden etki sağlar. Henüz daha hastalıklar başlamadan hücresel doku düzeyinde damar zarı dediğimiz endotel tabakada damar sertliğini önlüyor. Kas ve yağ dokusu arasında iletişimi artırarak enerjinin etkin kullanımına yardımcı olur. Düşük miktarda Omega 7 bile zararlı yağ asitlerinin üretimini durdururken insülin düzeylerini ayarlar. Tip 2 diyabet riskini azaltabilir, damar sertliğini engelleyebilir ve C-reaktif protein olarak adlandırılan ve kalp krizi ve inme ile ilişkili olan iltihaplanma belirteçlerini kontrol altına alabilir.
Omega 7 ve diyabet ilişkisi
Omega 7’nin, kan şekeri ve insülin metabolizması üzerinde birçok olumlu etkisi var. Omega 7 takviyesi verilen diyabetli farelerde kan şekerinin daha kolay kontrolde tutulduğu ve trigliserit kötü kolesterol düzeylerinin düştüğü dikkati çekmektedir. Aynı zamanda insülin direnci, kilo alımı ve karaciğerde yağ birikimi de önemli ölçüde azalmakta ve belki de hepsinden daha önemlisi ateroskleroz dediğimiz iltihaplanma süreci düzelmektedir.
Omega 7’nin bu yararlı etkileri nasıl meydana geliyor? Omega 7 kas hücreleri tarafından glukoz alımını artırır, kas hücrelerinin enerji için glukozu yakma yeteneklerini artırır ve kandaki fazla glukozun depolanmasını sağlar. Omega 7, ayrıca pankreasta insülin üreten hücrelerin üretimini artırarak vücudu glikozun neden olduğu zararlardan korur ve vücudunuzun kendi doğal insülini ile kan şekerini kontrol altında tutmasını sağlar.
Palmitoleik asit ve kalp damar sağlığı
Omega 7 yağ asitleri, özellikle dokulara zarar veren ve kalp damar hastalıkları riskini artıran yağların üretimini baskılar. Aslında, Omega 7’nin yararlı etkileri, yüksek kolesterol veya yüksek kan şekeri olan kişiler tarafından yaygın olarak kullanılan birçok ilaçla benzerlik gösterir. Ancak bu ilaçları kullandığınızda ortaya çıkabilecek yan etkiler Omega 7 kullanımında görülmez. HDL-iyi kolesterol seviyelerini artırır ve LDL-zararlı kolesterol seviyelerini düşürür. Yağ yakımını artırır, yağ üretimini düzenleyerek aşırı yağ birikimini engeller. Omega-7’nin, yağ metabolizmasını dengelemesinin yanı sıra, doygunluk hissini destekleyen mide ve bağırsak hormonlarını da arttırdığı ve obezite ile savaştığı da biliniyor.
Omega 7 güçlü bir antioksidan ve iltihap karşıtı savaşçı
Vücutta dokuların tamiri için hayati öneme sahip olan kollajenin üretilmesini sağlayan Omega 7, hücrelerde yenilenme ve iyileşme sürecini hızlandırır. Anti-inflamatuar özelliğiyle vücutta iltihaplanmayı önler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği karotenoid antioksidanı da bağışıklık sistemine oldukça faydalıdır. Karotenoidler özellikle sarı nokta hastalığının ve kataraktın iyileştirilmesinde öne çıkıyor. Omega 7 içeren yabani iğdenin bağışıklık sistemine katkılarıyla kanser hücreleri üzerinde de etkili olduğu düşünülüyor. Çünkü içeriğindeki antioksidanlar sayesinde serbest radikalleri etkisiz hale getirerek kansere karşı koruma sağlıyor.
Omega 7 cildiniz için bir gençlik kaynağı
Omega 7, antioksidan özelliği sayesinde ciltteki problemleri ve kırışıklıkları giderir, cildin oksijenlenmesini sağlar. Omega 7 bu özellikleri sayesinde çok çeşitli kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılmaktadır. Yabani iğde, Uzakdoğu’da yoğun bir şekilde egzama, güneş yanığı, dermatit, alerji ve iltihapların tedavisinde kullanılmaktadır. Çünkü yabani iğdenin olgun meyve ve çekirdekleri; flavonoidler, likopen, karotenoidler, fitosteroller ve A, B1, B12, C, E, K vitaminleri yönünden zengin ve güçlü bir antioksidan özellik gösteriyor. Bu zengin içeriği ile hücre zarının korunmasında önemli rol oynuyor, cildin kollajen üretimini artırıyor. Böylece cilde esneklik kazandırarak kırışıklıkları gideriyor. Omega 7, cildin su tutma kapasitesini artırdığı için, göz kuruluğu veya vajinal kuruluk gibi sıkıntılara da çözüm olabilir.