Beynimizi genel bir şekilde tanımlayacak olsak öğrenme, sevme ve davranış yönetimi organı derdik. Beyniniz gerektiği gibi çalışıyorsa tüm vücudunuz da gerektiği gibi çalışıyor demektir aynı şekilde eğer beyninizde bir problem varsa bu durum çok kısa bir sürede vücudunuza da etki edecektir.
Beyniniz toplam vücut ağırlığınızın yalnızca %2’sini kapsadığı halde vücudunuza giren besinlerin en az %20’sini harcar. Aldığınız oksijenin %25’sini kullanır ve vücudunuzdaki kan akışının %25’i beyinden geçer. Bu kadar küçük bir organın böylesine aktif çalışmasını ve hemen her ürünü yüksek miktarlarda tüketmesini sağlayan içerisinde bulunan yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ve aralarında oluşturdukları bağlardır.
Beyninizdeki bilgi akışı öyle hızlıdır ki bir araba ile kıyaslayacak olsak saatte 268 km hızla giden bir arabadan çok da bir farkı yoktur. Bu sebeple eğer beyin sağlığınızla ilgilenmez es geçerseniz beyniniz tam kapasite çalışamamaya ve günde ortalama 85.000 beyin hücresi kaybetmeye başlar. Bu da beyninizin gerekenden çok daha hızlı yaşlanması ve fonksiyon kaybetmesi anlamına gelir. Eğer bu döngüyü tersine çevirmek ve yaşlanma sürecini yavaşlatarak beyin sağlığımı en üst düzeyde tutabilmek için neler yapabilirim diye soruyorsanız şimdi bahsedeceğimiz 12 yöntem tam da bu sorunuza cevap niteliğinde olacaktır…
1. Beyninizi sevin
Muhtemelen hiçbirimiz gün içerisinde beynimiz ile ilgili bir şey düşünmüyoruz, bunun sebebi de çok açık çünkü onu gözümüz ile göremiyoruz… Mesela belimizde fazlalıkların oluşmaya başladığını aynaya baktığımızda anlayabiliyorken veya yüzümüzde kızarıklıklar çıktığını gözle görebiliyor ve hemen bir çözüm arayabiliyorken konu beynimize geldiğinde sorunu gözle göremediğimizden fark etmemiz çok daha uzun zaman alabiliyor.
İşte bu noktada beynimizle daha fazla alakadar olmak hatta bir anlamda onu sevme eğiliminde olmak beyin sağlığımız için kurtarıcı nitelikte olacaktır.
2. Beyin depolarınızı güçlendirin
Hiç çevrenizdeki insanların aynı olaylara farklı farklı tepkiler verdiklerini fark ettiniz mi? Mesela bir arkadaşınız ebeveynlerinden birini kaybettiğinde depresyona girip evden aylarca çıkamıyorken bir diğeri ne kadar üzülse de hayatına devam edebiliyor. Ya da çok küçük bir kafa yaralanması bazı insanların hafızasını etkilerken bazılarının üzerinde hiçbir etki bırakmayabiliyor. Örneğin bazı insanlar işten çıkarılmak, boşanmak gibi olaylar yaşadığında yıkılırken kimisi hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyor. Bunun nedenini durup düşündüğümüzde dışarıdan bakarak bir cevap veremeyebiliriz.
Fakat yüzlerce hatta binlerce beyini incelendiğimizde beyin rezervleri (depoları) kavramı karşımıza çıkıyor. Beyin rezervleri beynimizin karşımıza çıkan beklenmedik stres yüklü olaylarla başa çıkabilmek için güç aldığı yerdir. Bu sebeple beyin rezervlerimiz ne kadar güçlü ise karşımıza çıkan sorunlara karşı biz de o kadar güçlüyüz diyebiliyoruz. Aynı mantıkla beyin rezervlerimiz ne kadar güçsüzse biz de hayata karşı o kadar savunmasızız demektir.
Beyin rezervleri aslında birçok farklı şeyden etkilenebiliyor, örneğin 10 yaşında yataktan düşüp başınızı çarptıysanız veya bilinçsiz ebeveynlerin baskısı ile sürekli stres altında yetiştirildiyseniz ya da genç yaşta çok fazla alkol tükettiyseniz beyin rezervleriniz günden güne azalırken. Tam tersi şekilde herhangi bir kafa travması yaşamadıysanız, ilgili ve sevgi dolu ebeveynler tarafından yetiştirildiyseniz, sağlıklı beslendiyseniz ve alkol kullanımınızı kısıtladıysanız beyin rezervleriniz günden güne artacaktır.
Burada en önemli nokta beyin rezervlerinizi güçlendirmek için hiçbir zaman geç kalmış sayılmayışınız. Kaç yaşında olursanız olun, beyin rezervlerinizi güçlendirmek için harekete geçebilirsiniz.
3. Beyninizi koruyun
Beynimiz oldukça yumuşak bir yapıya sahipken kafatasımız bir o kadar sert yapıdadır. Beyin sarsıntıları ve hatta en ufak kafa travmaları bile hayatınızı mahvedebilir. Bu nedenle beyninizi darbelere karşı korumak adına elinizden geleni yapmalısınız, emniyet kemerinizi mutlaka takmalı ve mümkün olduğunca temas sporlarından uzak durarak spor yaparken gerekli tüm önlemleri almalısınız.
4. Beyninizi zehirlemeyin
Vücudunuza toksin yüklü ürünleri almaktan kaçının. Bu ürünler beyninizde zehir birikmesine ve devamında bu zehrin zihninizi etkilemesine sebep olabilir. Sigara ve alkol gibi beyinde uyuşturucu etki oluşturan ürünleri tüketmekten kaçının. Aşırı kafein tüketimi, kimyasal içerikli temizlik ürünlerinin kullanımı, kimyasal içerikli kişisel bakım ürünlerinin kullanımı ve aşırı ilaç tüketimi gibi çeşitli durumlar da beyinde toksin birikimine sebep olabilir.
5. Hafızanızı koruyun
Genç yaşta oluşan hafıza problemlerini ciddiye almak oldukça önemli, boş verip yok saymak ve bunu yaşlanmanın bir evresi olarak değerlendirmek büyük bir hata olacaktır. İşte bu sebeple hafızanızı olabilecek en yüksek kapasitede ve güçte tutmak hayati önem taşıyor. Hafızanızı güçlü tutmak için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri egzersiz çünkü fiziksel aktivite kan akışınızı hızlandırır ve bu durum Alzheimer, demans gibi hafıza problemleri olan insanların tetkiklerin de bakılan ilk şeydir. Eğer unutkanlık problemleriniz varsa ve tetkiklerde düşük kan akışı görülüyorsa bu Alzheimer’ın habercisi olabilir. Hafızanızı korumak için ayrıca bazı destek vitaminlerinden de faydalanabilirsiniz, hangi vitamini nasıl kullanacağınızı mutlaka bir doktora danışmalısınız.
6. İyi uyuyun
Son dönemde uykusuzluk rahatsızlığı giderek yayılan ve çözümü de giderek zorlaşan bir hastalık haline gelmeye başladı tabii uykusuz geçirilen bir gecenin ardından gelen gün eziyet haline gelebiliyor. Uykusuzluk günlük yaşantıda hafıza problemlerine, ruh hali bozukluklarına ve konsantrasyon güçlüğüne sebep olabiliyor. Örneğin, istatistiklere göre uykusuz şoförlerin neden olduğu trafik kazaları alkollü araç kullananların neden olduklarından kat kat fazla. Bunun yanında doktorların genellikle uykusuzlukla mücadele edebilmeniz için yazdığı ilaçlarda ruh halinizi ve hafızanızı gereğinden fazla uyararak beyninize zarar verebiliyor.
Aslında uykusuzluğu yenmenin en doğru ve doğal yolu asıl sebebi tespit etmekten geçiyor diyebiliriz. Mesela eğer gün içerisinde aldığınız fazla miktarlardaki kafein uykusuzluğunuza sebep oluyorsa bunu tespit ettiğinizde çözüm çok kolay olacaktır. Ayrıca ilaç kullanmak yerine melatonin ve magnezyum gibi destek vitaminleri almak da uykusuzluğunuzu giderebilir….
7. Ağrı ile baş etmenin sağlıklı yollarını öğrenin
Kronik ağrı hayatınızı olumsuz yönde etkileyebilen hatta zamanla günlük işlerinizi bile yapmanızı engelleyen bir problem halini alabilir. Bu durum uykularınızı, ruh halinizi, hafızanızı ve konsantrasyonunuzu ciddi anlamda etkileyebilir ve beyninizin çalışma şeklinin değişmesine de sebep olabilir. Bu tarz geçmeyen şiddetli ağrılar yaşıyorsanız eliniz ister istemez ağrı kesicilere gidebiliyor, fakat yapılan bilimsel çalışmalar ağrı kesicilerin beyinde oluşturduğu zararlı etkilerinin çok ciddi olduğunu gösteriyor. Ve bu ilaçları uzun yıllar kullandığınızda beyninizin bir alkoliğin beyni kadar toksin yüklenmiş olacağı düşünülüyor.
8. Sağlıklı beslenin
Beynimizin yakıtı vücudumuza aldığımız besinlerdir. İşte tam da bu sebeple sağlıklı beslenmek sağlıklı bir beyin ile eşleştiriliyor. Ne yiyeceğinize dikkat ederek ve basit karbonhidratlardan mümkün olduğunca uzak durarak oluşturacağınız bir beslenme düzeni sağlıklı bir beyine kavuşmak için atacağınız en önemli adımlardan biri olacaktır.
Bol protein, düşük glisemik indeksli besinler, yüksek lif içerikli karbonhidratlar, sebze, meyve ve sağlıklı yağlarca zengin bir yeme düzeni oluşturmak ve tuz ve şekerden uzak durmak en doğru tercih olacaktır.
9. Egzersiz yapın
Egzersiz, kan akışını düzenlediğinden ve hücrelerin sürekli olarak yenilenmesini sağladığından gençlik kaynağı olarak düşünülebilir. Bu kan akışı aynı zamanda öğrenme yeteneğini ve hafızayı güçlendirir ve yeni beyin hücrelerinin oluşumunu hızlandırır. Yapılan araştırmalar, egzersiz yapmanın ruh halini iyileştirdiğini, anksiyete ataklarını önlediğini ve hafıza rezervlerini güçlendirdiğini gösteriyor. Haftada 5 kez ve 35-40 dk. süren egzersizler bahsettiğimiz bütün bu olumlu etkilerin oluşması için yeterli olacaktır. En basit ve en etkili egzersizlerden biri ise tempolu yürüyüştür diyebiliriz.
10. Beyin jimnastiği yapın
Konu beyin sağlığımız olunca beyin jimnastiği de en az fiziksel egzersiz kadar gerekli ve önemlidir. Yeni bir şeyler öğrendiğinizde beyniniz de yeni hücrelerin oluşumunu sağlar ve oluşan bu hücreler diğer hücreler ile bağlantı kurarak beyninizin bir parçası haline gelirler. Bu etkiyi sağlayabilmek için denenebilecek en etkili şeylerden biri yeni bir dans türü öğrenmek olacaktır çünkü içerisinde hem öğrenme yeteneğini hem koordinasyonu, hem müziği, hem de fiziksel egzersizi barındıran bir beyin jimnastiği olmuş olacaktır. Dans haricinde, bulmaca çözmek, bir enstrüman çalmayı öğrenmek veya yeni bir dil öğrenmeye çalışmak da etkili beyin jimnastiği yöntemlerindendir. Burada anahtar beynimizde egzersiz etkisi oluşturacak devamlı bir uğraş bulmak olacaktır.
11. Hayatınızdaki güzel şeylere odaklanın
Yapılan bir çalışmada katılımcıların iki ayrı beyin tomogrofisi çekilmiş, ilkinde katılımcılara sevdiği şeyleri düşünmeleri, odaklanmaları söylenmiş, ikincide ise tam tersi nefret ettiği şeyleri düşünüp odaklanmaları söylenmiş. Sonuçlar geldiğinde İki tomografinin birbirinden inanılmaz derecede farklı olduğu görülmüş. Pozitif güzel şeylere odaklandıklarında hastaların sonuçlarında herhangi bir problem görülmüyorken negatif şeylere odaklandıklarında beynin yaratıcılık, öğrenme ve hayal etme gibi bölgelerde sıkıntılar gözlenmiş. Bu durum bizlere olumlu düşüncelerin beynimize ve devamında tüm vücudumuza iyi geldiğini gösteriyor. Buna örnek olarak meditasyonu gösterebiliriz.
12. İnsanları sevin
Ailenizle ve arkadaşlarınızla vakit geçirmeniz sandığınızdan çok daha fazla etkili bir sosyal aktivite. Sosyal aktivite insanın olmazsa olmazlarından fakat bu durum bazı insanlarda ters etki oluşturabiliyor mesela sevmediğiniz, hoşlanmadığınız birinin yanında bulunmak onunla vakit geçirmek stres olmanıza sebep olabilir. Bu hepimizin başına illaki gelmiştir. İşte buna engel olmak ve tüm insanları sevmeye çalışmak için öncelikle hayatınıza pozitif bakmayı öğrenmeniz ve etrafınızdaki tüm negatif insanlardan uzaklaşmanız gerek. Çünkü çevrenizdeki insanlar sadece var olmaları ile bile size huzur değil stres veriyorsa bir yerlerde yanlış bir şeyler var demektir. Eğer bu negatif insanlardan uzaklaşırsanız gelişiminize katkı sağlayan, sizi seven, destekleyen ve size huzur veren insanlara odaklanabilir ve mutlu olabilirsiniz.
Bu ilişki tabi ki karşılıklı sizde mümkün olduğunca hayatınızdaki insanlara değer verip onların mutluluğuna katkı sağlamaya çalışmalısınız.
Eğer çevrenizdeki insanların hayatınıza nasıl neşe kattığına, sizi nasıl mutlu ettiklerine ve sizin onlarla beraber olmaktan nasıl keyif aldığınıza odaklanır ve tüm dikkatinizi verirseniz oluşacak bu pozitif etkinin beyninizi nasıl etkilediğini ve nasıl gelişmeler kaydettiğinizi göreceksiniz.