Tatil yapmanın ruhsal ve bedensel faydaları dikkat çekici. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre; haftada 55 saatten fazla çalışanların 35-40 saat çalışanlara göre felç geçirme ihtimali yüzde 35, kalp krizi geçirme ihtimali yüzde 15 daha fazla. Düzenli tatile çıkan kişilerde koroner kalp hastalığından ölme riski ise yüzde 37 azalıyor.
Tatil yapmak sadece kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi gelebilir ama sağlığımız için sandığımızdan daha fazla önem taşıyor. Eklem ağrıları, kramp, iştahsızlık, uykusuzluk, konsantrasyonda azalma, tahammülsüz hissetme belirtileri tatil için vücudumuzun verdiği alarm olabilir. Peki, ne kadar tatil yapıyoruz ve nasıl tatil yapmalıyız? Ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile yıllık izin süreleri arasında yakın ilişki var. İngiltere ve İsveç gibi ülkeler en az 28 gün yıllık izin verilmesini öngörürken, ciddi krizlerle gündeme gelen Güney Amerika ülkesi Meksika’da yılda 6 gün, Çin’de ise 5 gün izin veriliyor. Türkiye’de yıllık izin 14 günden başlayarak kıdeme göre değişiyor.
KRONİK STRES YAŞIYORUZ
İşleyen demir kuşkusuz ki ışıldar ama modern yaşam bizi her gün trafik, hava kirliliği, koşturmaca ve kısıtlı imkanlar nedeniyle strese sokuyor ve sağlığımıza ciddi zararlar verebiliyor. Bu da tatili sağlık açısından daha önemli kılıyor çünkü ruhun ve bedenin yenilenmek için mola vermeye ihtiyacı var. Eskisi gibi doğayla iç içe, toprakla uğraştığımız, gün ışığıyla uyanıp, gün batımıyla uyuduğumuz bir hayat yerine kaygılı, doğadan kopuk, gergin bir hayat sürüyoruz. Birçok beyaz yakalı çalışan tatil zamanlarında bile mail cevaplıyor, iş telefonlarını açıyor.
İŞLEYEN DEMİR IŞILDAR, PEKİ TATİL YAPANA NELER OLUR?
Tatil yapmanın ruhsal ve bedensel faydaları dikkat çekici. Vücudumuz modern yaşamın getirdikleri ile çoğu zaman kronik strese maruz kalıyor. Tehlike anlarında hayatta kalmamızı sağlayan stres hormonları uzun süre salgılandığında başta kalbimiz olmak üzere tüm sağlığımızı tehdit ediyor. Bilimsel çalışmaların sonuçları şöyle;
– Haftada 55 saatten fazla çalışanların 35-40 saat çalışanlara göre felç geçirme ihtimali yüzde 35, kalp krizi geçirme ihtimali yüzde 15 daha fazla.
– Düzenli tatile çıkan kişilerde koroner kalp hastalığından ölme riski yüzde 37 azalıyor.
– Yılda iki kez minimum 8 gün tatil yapanlarda depresyona girme riski daha az. Ayrıca bu kişilerin sosyal ilişkileri daha sağlıklı ve hatta boşanma oranları daha düşük.
Eskilerin deyimiyle sürekli kendimizi ‘dinlemek’ iyi bir şey olmayabilir. Bu davranış panik atak ve anksiyeteye neden olabilir, ancak vücudun verdiği sinyalleri doğru anlamak ve gerektiği kadar kulak vermek önemli. Peki, tatile ihtiyacımız olduğunda neler yaşarız?
Uyku vücudun kendine bir çeşit format atma dönemidir. Çalışırken uyku düzenimiz aksıyorsa bir süre sonra yorgunluk ve kas ağrılarınız başlar. Uyku size yetmemeye başladığında ne kadar uyursanız uyuyun kendinizi dinlenmiş hissetmiyorsanız;
Eklem ağrıları, kramp, baş ağrısı ve kas yorgunluğu yaşıyorsanız, bu vücudunuzun iltihapla mücadele ettiğinin ve biraz dinlenmeniz gerektiğinin bir işareti olabilir. Birçok insan kendi kimliklerini işleriyle eşleştirir ve işe ara verdikleri zaman kendi kimliğini kaybedeceği korkusuna kapılır. Hatta çoğu zaman bu kaygıyı içten içe yaşar ve fark etmez. Çok uzun saatler çalışmak bu durumun bir göstergesidir. Uzun saatler çalışıyorsanız, yorgunluk, sinirlilik ve iştah değişiklikleriyle karşılaştığınız anda tatil zamanınızın geldiğini hatırlamalısınız. Konsantrasyon güçlüğü fiziksel yorgunluğun bir sonucu olabilir. Eğer zihniniz sık sık bulanıklaşıyorsa vücudunuz çok yorgundur ve dinlenmeye ihtiyacınız vardır.
NE KADAR TATİLE İHTİYACIMIZ VAR?
Tatil ihtiyacı tabii ki kişiden kişiye değişen bir ihtiyaç ancak ideal olanı yılda ortalama 30-45 gün arası tatil yapmak. Tabii bizimki gibi ülkelerde 45 gün tepkilerle karşılaşabilir ancak tatilin ve dinlenmenin yarattığı verimi göz önünde bulundurursak gelişmiş ülkelerin neden böyle yaptığını daha iyi anlayabiliriz. Zira tatil yapmak kortizol seviyemizi düşürdüğü gibi, uykuyu düzenliyor, kilo kontrolü sağlıyor ve kalp hastalıklarına iyi geliyor. İdeal olarak, birkaç küçük seyahate ek olarak yılda en az iki uzun seyahat yapmalısınız. Yıl boyunca 8-14 günlük en az iki uzun yolculuk yapın ve üç ila dört günlük ufak seyahatler planlayın. Ayrıca, soğuk ve iç karartıcı rutinden kaçmak için çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında uzun tatil yapmaya çalışın. Mutluluk Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, en az sekiz gün olacak şekilde tatillerimiz ideal olarak 8-14 gün olmalı.
NASIL TATİL YAPMALIYIZ?
Bazı araştırmalar uzun tatilde işten tamamen kopanların, işe döndükten sonra zorlandığını bu nedenle tatilde de iş e-postalarına bakmanın iyi olabileceğini söylüyor. Bu ilginç bilgi bir yana tatili verimli geçirmek de önemli.
– Öncelikle tatilde uyku düzeninizi çok fazla bozmayın ama işe gider gibi kurallı bir uyku düzeniniz olması da gerekmiyor, birazcık tembellik yapabilirsiniz.
– Mavi ekranlar yılın 365 günü artık bizimle ancak onların sadece gözlerimizde yarattığı etki değil beynimiz ve psikolojimizde de yarattığı etkilerden kurtulmak için akıllı telefon, tablet, bilgisayardan en azından tatil boyunca uzak durun. Bunun yerine zihninizi yormayacak bir tatil kitabı edinebilirsiniz.
– Tatil sadece sabah 07.00’de uyanıp şezlonglarda yer tutmak değildir. Canınız ne istiyorsa onu yapın. Zaten şehir hayatında yeterince acele ediyor ve koşturuyorsunuz. Tatilde yavaşlayın ve kendinizi telaşlandıracak strese sokacak formalitelerden uzak durun.
– Zihnin boşalması tatilin en önemli amaçlarından biridir. Doğada olmak, toprağa basmak, denizi izlemek, yeşile bakmak yani doğayla bir bütün olmak insan ruhuna bilimsel olarak iyi geldiği kanıtlanmış bir durum. Her gün sadece manzarayı izleyerek bir 5 dakika hiçbir şey düşünmemeye çalışın. Hiçbir şey düşünmemek aslında oldukça zor bir eylemdir ama başarabilirseniz faydasını göreceksiniz.
– Tatil dönüşü sendromu yaşamamak için mümkünse hemen ertesi gün işbaşı yapmayın. Eğer izniniz varsa son 1 ya da 2 günü evinizde geçirin.