Binlerce yıldır gelişim gösteren insan beynine son çentiği internet ve sosyal medya kullanımı attı. Cep telefonları, 15 yıl önce mesaj göndermek ve arama yapmaktan farklı özellikler edindi ve bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde görebileceğimiz tek tıkla dünyanın her yerine ulaşma fikrini hayata geçirdi…
Dijital bağımlılığımız, insanlık tarihinde oldukça yeni bir kavram ve uzun vadede bize nelere mal olacağını kestiremiyoruz. Ancak sonuçlar gösteriyor ki, akıllı telefonlara, dizüstü bilgisayarlara ve tabletlere bağımlı bir hayat hem kısa hem de uzun vadede çok çeşitli sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Yeni nesilde teknolojinin aşırı kullanımı sonucu beyinde 3 farklı bölgede değişiklik oluyor. Bu etkilerden en önemlisi sürekli internetle yaşayan çocukların gerçek hayat ile sanal dünya arasındaki farkı ayırt etmekte güçlük çekmesi ve bunun sonucu olarak gerçek hayatla karşılaştıklarında daha kolay pes etmelerine neden olması. Peki, internet, cep telefonları tam olarak beynimize nasıl etki ediyor? Çocuklarımızı bunların zararlarından nasıl koruyabiliriz?
1. Beyin gelişimi
Ekran bağımlılığının en kötü yanı bebeklerde ve çocuklarda beyin gelişimini etkiliyor olması. Son yıllarda yapılan birkaç araştırma aşırı internet kullanımının gençlerde de beyin yapısını değiştirdiği, fiziksel olarak farklılaştırdığını ortaya koydu. Görülüyor ki, yeni nesilde kişiliği ve sosyal davranışları kontrol eden beynin ön bölgesi prefrontal alan, kasları, dengeyi ve koordinasyonu kontrol eden beyincik ve dil ile kelimeleri yorumlama kabiliyetini sağlayan pariyetal lobda değişiklikler var. Teknolojinin aşırı kullanımı, beynin farklı bölümleri arasındaki bağlantıları bozarak beynin ön bölgesi prefrontal alanı baskılıyor ve bilgilerin beyinde işlenmesini zorlaştırıyor. Bu da yeni nesil için, babaannelerimizin ‘iyice yabani oldu’ dediği sosyal anksiyeteyi tetikliyor.
2. Bağımlılık gerçeği
Çok fazla sosyal medya ve internet kullanmak, bilgisayar oyunları oynamak beyinde uyuşturucu madde kullanımı ile aynı etkiyi yaratır. İkisi de beynin bir çeşit ödül hormonu olan dopamini salgılayarak bize zevk ve haz verir. Eğer Instagram’dan her gelen yorum, Twitter’da aldığınız her ‘like’ı takip ediyor, takipçi sayılarınızın düşmesi sizi rahatsız ediyorsa çoktan bu hormonun kölesi olmuşsunuz demektir. Bu durum çocuklarda daha ciddi davranış değişikliklerine neden oluyor ve onları daha sabırsız, sinirli ve depresyona yatkın yapıyor. Ayrıca her konuda hızlıca tatmin olmaya yönelik bir hayata zorluyor.
3. Kişilik gelişiminde olumsuz etki
Dünyayı değiştiren, tarihte iz bırakan büyük liderlere ya da önemli sanatçılara baktığımızda birçoğunun çocukluğunun zorluklar içinde geçtiğini görürüz. Biz çocukken de dünya bambaşka bir yerdi. İnsanların gelir düzeyleri arasındaki fark bu kadar keskin değildi ve benzer duyguları yaşayarak büyüdük. Çok istediğimiz oyuncaklar alınmazdı, her istediğimizde sokağa oynamaya çıkamazdık. Bu geleneksel çocuk yetiştirme şekli çocuklara üzüntü, kızgınlık, hayal kırıklığı gibi duygularla baş etmesini öğretti. Ancak ellerindeki telefondan sürekli oyun oynayan çocuklar sanal ile gerçekliği ayırt etmekte güçlük çekiyor. Oyunda her istediğine ulaşan çocuklar, gerçek hayatta da her istediğine hızlıca ulaşmak istiyor. Bu da gerçek hayatla karşılaştığında onların direncini kırıyor. Hemen demoralize oluyorlar, öfkeleniyorlar ve sabırsız davranışlarda bulunuyorlar.
4. Dikkat eksikliği
90’lı yıllardan sonra dünya büyük değişimleri belki hiç olmadığı kadar hızlı yaşadı. Önce yemeklerimiz fast-food oldu, sonra ilişkiler, arkadaşlıklar buna göre dizayn edildi. Şu anda internette çok hızlı ve uyarıcı bir bilgi akışı var. Araştırmalara göre insanlar internette 2 dakikadan daha uzun videoları bile yarıda bırakıyor. Arama kriterlerine göre reklamlar, ilgi alanlarınıza göre site yönlendirmeleri çıkıyor. Bu kadar çok uyaran olması ise gençlerde dikkat eksikliğine neden oluyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin ne olduğunu bilmediğimiz yıllardan, tüm çocuklara hiperaktivite teşhisi koyulan yıllara geldik.
5. Teknoloji hastalığı-omurga ve boyun problemleri
Teknoloji ile zaman harcarken ortaya çıkan duruş bozukluklarından kaynaklanan şikâyetler ve hastalıklar artık küçük yaşlara kadar indi. En çok da cep telefonu kullanırken başın öne eğilmesiyle “teknoloji boynu” olarak adlandırılan etki göze çarpıyor. Çocuğunuzun özellikle de gelişim aşamasındayken duruşunu ve omurgasını bozacak kullanımların tehlikeli olabileceğini unutmayın.
Çocuk, sevgi ve ilgi ihtiyacını sosyal medyadan mı karşılıyor?
Öncelikle çocuğunuzu teknoloji bağımlısı yapan psikolojik bir etken olup olmadığını sorgulayın. Sevgi, ilgi ve değer görme ihtiyacını sosyal medyadan karşılamaya çalışıyor olabilir. Eğer böyleyse onlarla yeterince vakit geçirmiyorsunuz demektir. Sosyal medyadan aldığı her ‘beğeni’nin mutlu ettiği çocukların buna bağımlı olması çok normal. Öncelikle onlarla daha iyi zaman geçirmeye, konuşmaya ve onları anlamaya çalışın. Uzaklaştırmak için ise pratik uygulamada başka önlemler alabilirsiniz. Peki, neler yapmalısınız?
- Sporun çocuklara kattığı en önemli fayda onlara mücadele etme gücü katıyor olması. Takım sporları hem mücadeleyi ve pes etmemeyi, hem de onlara takım olmayı ve insan ilişkilerini idare etme becerisini kazandırır.
- Beraber yapabileceğiniz ortak etkinlikler bulun. Kalabalık oyunlar çocuklara ilişki ve iletişim kurmayı öğretir.
- Çocuklarınıza öncelikle cep telefonu, tablet gibi cihazları küçük yaşlarda almayın. Ne kadar geç başlarlarsa o kadar iyi.
- 2 yaşına kadar hiçbir şekilde ekrana maruz kalmamalı. 2 yaşından sonra ise günde 1 saati geçmeyecek şekilde izlemesine izin verebilirsiniz.
- İnternette çocuklar için olan güvenlik programlarını kullanın ve onları mutlaka zararlı uygulamalardan koruyun.