Her ne kadar kabullenmek istemesek de, gerçek şu ki tamamen telefonlarımıza bağımlıyız. Oyun oynamaktan tutun navigasyon kullanımına, haber okumaktan tutun akşam yemeğinde ne olduğunu sormak için mesaj atmaya kadar telefonlarımız sürekli elimizde. Önemli -ve bazen çok da önemli olmayan- işlerimizde bize yardımcı olması için gün boyu güvendiğimiz belki de tek araç telefonlarımız. Mesela, sosyal medyada gezinirken sayfaları kaydırıyoruz ve bunu yapmayı bitirdiğimizde bir boşluk sarıyor içimizi. Elimizde o sürede ben bunu yaptım diyecek hiçbir şeyimiz olmadan birkaç saatimizi kaybediyor ve tüm bunların yanında gerçekten görevimiz olan ve yetiştirmemiz gereken işlerimizi bile aksatabiliyoruz. O boşluk hissi, sonunda parmağımızı tekrar telefonun üzerinde kaydırana kadar arttıkça artıyor. İşte tüm bu süreçte aslında ana neden kaygı. Daha doğrusu, telefondan uzak kalma kaygısı yaşıyoruz.
Telefon kaygısı nedir?
Modern teknoloji, birbirimizle iletişim kurma konusunda devrim yarattı. Hayatımızın anlarını paylaşırken sadece yakın sevdiklerimizle değil, gezegendeki herhangi biriyle hiç bu kadar kolay bağlantı kurmamıştık. Tabi, her şeyde olduğu gibi, bu kolaylığın da olumsuz tarafları var. Çok sayıda psikolog, cep telefonu kullanımının gençlerin ruh sağlığı üzerindeki zararlı etkilerini bildiriyor. Aşırı cep telefonu kullanımına bağlı oluşabilecek sorunları şöyle listeliyor:
- Uykusuzluk,
- Depresyon,
- Özgüven eksikliği,
- İntihar düşünceleri
Ancak bu sorunları yaşayan sadece gençler değil.
Telefonlarımızı elimizde yaşamaya çok alıştık o kadar çok amaç için kullanıyoruz ki; konuşmak için, navigasyon için, sosyalleşmek için, gazete okumak için, haber izlemek için… Her zaman erişilebilir olmamız bekleniyor. Sosyal medya kullanımı, başkalarıyla bağlantıda kalma doğal insani arzularımızdan biri haline geldi. Telefonlarımız bizi birbirimize bağlıyor – ancak bağımlılık da yapabiliyorlar. ‘Beğen’ ve ‘paylaş’ düğmeleri gibi özellikler, kelimenin tam anlamıyla bağımlılık yapan bir onay ve doğrulama duygusu sağlarken, ‘hedefli reklamlar’ ve ‘takip edilmesi önerilen hesaplar’ ilgimizin her zaman en üst seviyede olmasını sağlıyor.
Telefon kaygısı yaşadığımızda, neden telefonumuza döndüğümüzü bilmiyoruz genelde. Çünkü bu hareketi bilinçli olarak yapmıyoruz. Sonuç olarak, yoğun şekilde filtrelenmiş ve mükemmelleştirilmiş içerik tüketme tuzağına düşüyoruz. Dikkatimizi stresli düşüncelerden ve uyaranlardan uzaklaştırmak faydalı bir zihinsel müdahale olabilirken, bunu telefonumuzla yapmaya çalışınca oluşan anksiyeteyi farkında olmadan engellemek yerine daha da arttırıyoruz diyor. Daha da üzücü olan anksiyete yakınmaları, başkalarının allanmış pullanmış ve filtrelenmiş yaşamlarını izlerken ortaya çıkan yetersizlik duygularıyla büyük ölçüde şiddetleniyor.
Telefon kaygılardan kurtulmanın 7 yolu
İşte tüm bu telefondan kaynaklanan kaygılarla baş etmenin 7 yolu:
1. Telefondan arınmayı deneyin
Telefon kaygısından kurtulmanıza yardımcı olacak belki de tek şey, telefonunuzdan tamamen uzaklaşmak olacak. İster sadece bir gün hiç telefon kullanmayın, isterse bütün bir hafta telefonsuz yaşayın, inanın telefonsuz geçireceğiniz süre cihaza olan bağlılığınızı ortadan kaldırmaya yardımcı olacak ve telefonun duygusal sağlığınızı nasıl bozduğunu daha net görmenize yardımcı olacaktır.
2. Dijital detoks yapın
Telefonunuzdaki kullanmadığınız uygulamaları en son ne zaman temizlediniz? Orada gerçekten ihtiyacınız olmayan birkaç uygulama olduğuna eminim…Dijital dağınıklığı azaltmak, dikkat dağınıklığınızı ve uygulamaları bulmak için harcadığınız zamanı da azaltır, ayrıca telefonunuzu daha akıcı ve kullanımı kolay hale getirir. Bu da telefonu elinize aldığınızda, kullanmanız gerekenden bir saniye daha uzun süre harcamayacağınız anlamına gelir.
3. Sınırlar oluşturun
Bazı dijital sınırlar oluşturmak, telefonunuza olan bağımlılığınızı hafifletmenize ve buna bağlı kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Örneğin, yatmadan en az bir saat önce telefonunuzu bırakın. Ayrıca telefonunuzun başucu masanızın üzerinde olmadığından emin olun, bu sabah döndüğünüz ilk şeyin telefon olmasını da engelleyecek bir önlem olacaktır. Günlük telefon kullanımınızı takip edin. Çoğu telefonda, bu bilgileri ayarlarınızdan kontrol edebilir.
4. Önceliklendirin
Her hafta başında o hafta yapmanız gereken ve zaman alacak şeylerden oluşan bir yapılacaklar listesi hazırlayın. Kafanızı dağıtmak için telefonunuzu elinize almak istediğinizde bunun yerine listenizden bir öğe seçin ve o işi bitirmeye odaklanın. Günlük tutmak, yoga yapmak, müzik aleti çalmak olsun, hepimizin daha fazla zaman ayırmayı dilediğimiz küçük tutkuları vardır. Bunları önceliğiniz haline getirerek telefonunuzu sıkıcı hale getirebilirsiniz.
5. Amaçlı bir şekilde meşgul olun
Zihinsel sağlık gelişimini destekleyen ve yakınmalarınızı yönetmenize yardımcı olabilecek birçok telefon uygulaması var. Sayfaları kaydırarak boş boş dolaşmak veya zaman alıcı uygulamalar ile kaygınızı arttırmak yerine kaygılarla mücadele etmenize yardımcı olanları bulun.
6. ‘Mutlu bir alan’ yaratın
Çoğumuz için dikkat dağıtıcı bir şey olan telefonla zaman geçirmek artık kökleşmiş ve kırılması zor bir alışkanlık. Telefon kaygısıyla mücadelede sizlere yardımcı olabilecek bir şey de, telefonunuz da kaygılı olmaktan çok iyi hissetmenize yardımcı olan bir alan yaratmaktır. Bu, en sevdiğiniz şeyler, sevdiklerinizin görüntüleri veya alıntılarla dolu bir fotoğraf albümü olabilir mesela.
7. Takibi bırakın
Bazı hesaplar, web siteleri veya kişiler sizi yalnızca kendiniz hakkında daha kötü hissettiriyorsa, onlarla etkileşim kurmayın. Ne tükettiğinize dikkat edin. İzlediğiniz içeriğin endişenizin artmasına neden olduğunu fark ederseniz, izlemeyi bırakıp başka şeylere yönelin ‘takibi bırak’ düğmesinin orada olmasının bir nedeni var! İyi hissettirmiyorsa, takip etmek zorunda değilsiniz…
Doğru destek
Telefonunuz dışarıdaki hayatınızın büyük bir parçasıysa, doğru destek seviyelerini aldığınızdan emin olmak oldukça önemli. Egzersiz yapmak, sağlıklı yiyecekler yemek, sevdiklerinizle konuşmak ve bir terapist bulmak, anksiyete söz konusu olduğunda inanılmaz kaynaklardır. Günün sonunda telefonlarımız sadece birer telefon. Onların bize bir şey hissettirebilmelerinin tek yolu bizim onları kullanmamızdır. Hayatımıza hangi içeriğin girmesine izin vereceğimize biz karar verebiliriz. Telefonunuz hakkında daha bilinçli hale geldikçe, hayatınızda daha fazla pozitif alan keşfedeceksiniz. Telefon kaygısı hayatınızın bir parçası olmak zorunda değil. Telefon kullanımınızı azaltarak zihinsel alanınızı boşaltabilirsiniz…