Travmatik stresin nörofizyolojisi

Travmatik stresin nörofizyolojisi

Stres psikolojik, çevresel ve fiziksel kaynaktan sistemin üzerine binen herhangi bir baskı olarak tanımlanmaktadır. Genelde zarar verici bir durum olarak nitelendirilerek ufak dozdaki stres bazı durumlarda dikkat, motivasyon vb. gibi durumlarda işe yaramaktadır.

Bedenin strese verdiği tepki uyum sağlayıcı bir süreçtir. Bu yeteneğin adı alostasis olarak adlandırılır. Alostasisin amacı değişen çevresel, psikolojik ve fiziksel koşullar altında kişinin otonom tepkisini düzenlemesi ve fizyolojik olarak uyumlu hale getirmesidir.

Erkekler daha fazla öfke yakınmalarının yeniden yaşanmasını yaşantılarken, kadınlar daha yüksek düzeylerde duygusal duyarsızlaşma, kısıtlı duygulanım kaçınma tepkileri ile birlikte travmatik uyarıcıya erkeklerden daha yüksek düzeyde psikolojik tepkisellik sergilerler. Cinsiyet hormonları travmatik stres bozukluğu ve kaygı bozukluğuna karşı koruyucu faktör olarak bilinmektedir.

Travma vakalarında güven oldukça önemlidir. Güven ilişkisinin kurulmasının ardından travmanın beden ve beyine ne yaptığı hakkında kültürel, dilsel ve gelişimsel olarak uygun psikoeğitimi sunmak danışanları güçlendirebilir. Travma konusunda düşünmek ve konuşmak danışan için stresli bir faktör oluşturacağından stres toleransı ve duygu düzenlemeyi öğretmen oldukça önemli bir husustur. Bunun için biyogeribildirimler, bilinçli farkındalık ve odaklanma egzersizi kullanılabilir. Travmatik olaya ilişkin paramparça duran anıların başarılı bir biçimde bütünleştirilmesi gereklidir.

Bilişsel Davranışçı Tedavi (BDT)

Bilişsel Davranışçı Tedavi tedavi stratejilerinde fonksiyonel olmayan düşünce sistemini fonksiyonel olan ile değiştirme yer almaktadır. Danışanın yaşadığı stresin başlamasında ve devam etmesinde düşüncelerin önemini vurgulamaktadır.

Bilişsel Davranışçı Tedavi ve Fobiler

Yapılan çalışmalara göre, sistematik duyarsızlaşma sayesinde yapılan davranışsal müdahalelere maruz bırakılarak kişi fobi semptomlarının azalmasını sağlayabilir. Fobi esnasında beyinde sağ dorsolateral prefrontal korteks ve parahipokampal girusların aktivasyonu tespit edilmiştir. BDT’nin kaygı tedavisi esnasında beyin aktivasyonunda değişim yarattığı gözlenmiştir.

Bilişsel Davranışçı Tedavi ve Travma

Bilişsel Davranışçı Tedavi altta yatan nöronal örüntüleri kontrol ederek ve öğrenilmiş korkunun azaltılmış bir ifadesini destekleyerek beyin bölgelerinde yapısal karşılıklı bağlılıklarda nöroplastik değişimlere yol açabilir.

Bilişsel Davranışçı Tedavi ve Depresyon

Depresyonun nörolojik olarak etkilediği bölgeler; amigdalanın hacminin büyümesi, hipokampusun ve prefrontal korteksin hacminin küçülmesi, amigdala, hipokampus ve prefrontal korteks arasındaki bağlantıyı değiştirmek.

Duygu durum değişiklikleri prefrontal korteks ile ilişkili olabilirken, apati semptomları limbik sistemdeki ödül döngüsünü etkileyen kan akışındaki kortizolün yükselmiş düzeyi ile ilişkili olabilir.

Kişilerarası Terapi ve Depresyon

Deprese olmuş bir beynin PFK’de artmış bir glikoz metabolizması ve sol temporal kortekste azalmış bir metabolik aktivite sergileyebileceğini göstermiştir.

Öyküsel Terapi

Danışanın deneyimlerini anlamlandırmaya yardımcı olan bir tekniktir. Danışanlar bu teknikle kendi yaşam deneyimlerini tekrar oluşturmak isterler. Yeniden yazma boyunca terapistler, yaşantıyı yeniden gözden geçirerek danışanın duygusal yaşantılarını ve yerleşik öykülerini değiştirebilecek olan diyalogları teşvik eder.

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR