Yaşlanmak hastalanmak demek değildir

Bu yazımız 06.12.2017 tarihinde cnnturk.com'da yayınlanmıştır.

Uzak gelecekte kendinizi 100 yaşında hayal edin. Sağlık durumunuz nasıl? Bugün çoğumuz böyle bir geleceği gözümüzün önüne getirdiğimizde o yaşta sağlığımızın bozulacağını, yürümekte, işlerimizi yapmakta ve bir şeyleri hatırlamakta zorlanacağımızı, güçsüz olacağımızı daha çok acı ve ağrı ile kıvranacağımızı düşünüyoruz. Böyle bir durumu yaşlanmanın doğal sonucu olarak görüyoruz, gelecekten endişe ediyoruz. Hatta bazı insanlar böylesi bir sonuçtan öylesine korkuyorlar ki o yaşa gelince bu sıkıntıları yaşamak yerine daha erken ölmeyi tercih edebileceklerini dile getiriyorlar.

Kendi kliniğimde dahi hastalara kaç yaşına kadar yaşamak istediklerini sorduğumda her zaman, “90. Ama yürütece bağımlı olmadan!” cevabını alıyorum.

Siz de yaşlanmanın, bozulan sağlığın habercisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Öyle ise bu fikrimizi değiştirmenin zamanı geldi.

Doktorunuzun rehberliği altında genç ve sağlıklı kalmak için gerekli olan tüm yaşam tarzı değişikliklerini yapabilirsiniz. Kişiye özel sağlık haritanızı çıkarabilecek olan doktorunuza başvurmanız yeterli.

90 yaşındasınız, doktorun odasında oturuyor ve son testinizin sonuçlarına bakıyorsunuz. Kas kitleniz iyi ve günlük egzersiz rejiminize uygun görünüyor. Kan yağlarınız ideal aralıkta ve tüm kan değerleriniz son derece iyi. Böbrek üstü bezinizin durumu stresinizin azaldığını gösteriyor. Cinsel arzunuz, zihin açıklığınız, enerji üretiminiz, vücut bağışıklığınız mükemmel. Hormonlarınız geçen yıl olduğunuzdan daha sağlıklı, mutlu ve genç olduğunuzu gösteriyor. Doktorun kliniğinden mükemmel hissederek ayrılıyorsunuz. Eşinizi spor salonunda buluşacağınızı söylemek için arıyorsunuz. “90. yaş günümü kutlamak için daha iyi bir yaş düşünemiyorum.” diye içinizden geçiriyorsunuz.

İmkansız mı dersiniz? Hiç de değil!

Toplum olarak yaşlanmayla ilgili inançlarımız değişmek zorunda.

Peki, sizce hangisi daha önemli; hastanın doktora inancı mı, yoksa doktorun hastaya inancı mı? Gerçekte temeli oluşturan doktorun hastasına inancıdır. Çünkü doktor hastasına inandığı zaman hasta da doktoruna inanır ve hasta bir kere inandı mı her şey mümkündür. Bir doktor olarak en büyük değerim sizlere her geçen yıl daha iyi hissedebilmeniz, enerjik olmanız ve iyi olduğunuza inanmanız için bilgi sağlamak. Nüfus cüzdanınızda yaşınız ne olursa olsun her yıl enerji ve canlılık seviyenizi aynı veya daha iyi hissedebilirsiniz. Uzun bir yaşam, iyi hissetme, iyi görünmek için gereken bilgileri size yazılarımda anlatacağım.

Beni görmeye ilk geldiklerinde hastalarımdan en sık duyduğum şikâyet “Neden bu kadar yorgunum?” sorusudur. Çoğu, bir hastalıkları olduğu için değil, iyi hissetmedikleri için geliyorlar. Sorun modern tıbbın sağlığa ve hastalığa iki ayrı uç gibi bakması ve bir sürü yakınma arasından tanı koyması. Güncel tetkikler size vücudunuzun bir ‘hastalığa’ sahip olduğunu söylemek için dizayn edilmiştir. Testler hasta olmadığınızı söylediğinde doktor şikâyetiniz neyse onu gidermeye yardım edecek bir reçete verebilir, enerjim düşük derseniz daha çok uyumanızı söyleyebilir. Sindirim probleminiz varsa ilaç, cilt sorunlarınız varsa kortizon ya da diğer kremleri, uyku probleminiz varsa uyku haplarını reçete edebilir. Fakat aslında bunlar hasta olmamak için yeterli değil. Asıl çözüm geçici tedavilerle değil, kalıcı sağlıklı olmayı sağlamak ile olacaktır.

Sağlığı geniş perspektiften değerlendirmek, kolesterol düzeylerine bakmak ve ilaç yazmaktan daha çok emek gerektiriyor.

Birkaç yıl önce Ayşe Hanım kliniğime geldi. 49 yaşındaydı ve çok sayıda şikâyeti vardı; yaygın vücut ağrısı, kronik stres, uykusuzluk, enerjide azalma, sürekli üşüme, dengesizlik, hafızada zayıflama. “Bu şekilde yaşlı ve yorgun hissetmek için çok gencim.” diye şikayet ediyordu.

Bütüncül Sorgulayıcı Tıpta hastanın sağlığını dokuz spesifik alanda değerlendiriyoruz; uyku, toksin atımı, hormonlar, bağışıklık, egzersiz, beslenme, stres, sosyal ilişki, sindirim. Ayşe Hanımı da bu yaklaşımla değerlendirip vücudun hangi bölümünde nasıl bir eksik olduğunu kendisine anlattım ve neden bu kadar yorgun hissettiğini açıkladım. Bazı besinleri kullanmaktan kaçınmasını, tercihen dışarda en az 30 dakika egzersiz yapmasını istedim. İyileşmesini hızlandırmak için destek hormonlar, vitamin ve mineral takviyesi, sindirim destek takviyesi, C vitamini, vücudu temizleyen glutatyon, Co enzim Q ve her gün 10 dakika gün ışığına çıkma reçetesi verdim. Ayrıca düzenli ve kaliteli uyuması için melatonin takviyesi ekledim.

Bir ay sonra Ayşe Hanım kliniğime sevinçle geldi. Yıllardır ilk kez tamamen ağrısızdı. Hormon seviyeleri normal ve tüm tetkikleri düzelmişti. 20’li yaşlarında olduğundan daha iyi hissettiğini söyledi. Hayat doluydu; sağlığına dönmüş olduğunu cildindeki parıltıdan ve gözlerindeki ışıltıdan görebilirdiniz. Kendisine, 1 ile 10 arası iyileşme puanı ver dediğimde “20” dedi.

Ayşe hanımın etkileyici geriye dönüşü hastalarımda gördüğüm tipik sonuçlardan. Çevresel ve kötü yaşam tarzı seçimlerinden kaynaklanan fiziksel hasarların tersine çevrilmesinin ve kendimizi sağlıklı günlere döndürmenin mümkün olduğunu unutmayın. Sorunları vücudumuza gerçekten zarar vermeden çok önce fark edebilmemiz de aynı derecede önemli.

Lütfen hatırlayalım

Uzun, sağlıklı, dolu dolu bir hayat yaşamak zor değil, kararlı olarak atmanız gereken adımları attığınızda kuvvetle muhtemel!

Sizin sağlığınız, sizin sorumluluğunuzda. Sağlığınızı iyileştirmek için şimdi harekete geçerek, uzun yıllar boyunca sağlıklı olmanın temelini atıyorsunuz.

Gerçek sağlık, vücudun sistemik düzeninin korunması temeline bağlıdır.

Hastalıklar, modern teknikler tanı koymadan çok daha önce ortaya çıkmaya başlar ve her zaman vücudun fabrika ayarlarının bozulmasından kaynaklanır.

Sürekli yorgunluk, doktorunuz sizinle ilgili yanlış giden bir şey bulamamış olsa bile sağlığınızın sorunda olduğunu gösteren bir işarettir.

Sağlığımızın bozulması ve hastalıkların başlıca nedenleri; vücudumuzda toksin birikimi; hormonal dengesizlikler ve yetersiz hormon üretimi, uyku sorunları, sağlıksız bir yaşam tarzı, olumsuz düşünce ve inançlardır.

Bütüncül Sorgulayıcı Tıp hekimleri, genel olarak hekimlerin görmezden geldikleri ya da o konuda eğitilmedikleri, hastalıkların altında yatan nedenleri araştırmak üzere eğitilmişlerdir.

Günümüzün yoğun, hızlı tempolu dünyasında dengesizliğinizin olması zor olmadığı gibi, yeniden dengeyi sağlamak da zor değil.

İdeal bir sağlığa sahip olmak ve onu sürdürmek sizin ellerinizde.

cnnturk.com – 06.12.2017

Randevu Alın

    Formu doldurun, sizi arayalım

    Bu yazıyı paylaş

    Randevu Al Hemen Ara
    WhatsApp'tan bize yazın
    BENZER YAZILAR