Suşi yemeğini çok severdim ama ne kadar zararlı olduğunu öğrenmem kısa sürdü. O günden beri ağzıma sürmüyorum. Suşi yemeğinde bulunan PCB maddesi rahim kanserine neden oluyor. Her suşi tabağı aslında sağlığımız için bir atom bombası gibidir.
“Tüm balıklar sizin için faydalı” iddiasına aldanmayın. Okyanusları korumayı hedefleyen en büyük uluslararası organizasyon Oceana, yaptığı çalışmayla korkunç bir gerçeği ortaya koydu. Marketlerden ve restoranlardan toplanan somon örneklerini inceleyen organizasyon, satılan somonların %63’ünün aslında çiftlik somonları olduğunu gösterdi.
Doğada yetişen balıklara ulaşabilmek hiç kolay değil, tüketimi üretimlerinden kat kat fazla. Durum böyle olunca talebe yetişebilmek için somon balıkları çiftliklerde kalabalık havuzlarda üretiliyorlar.
Çiftlik balığı tüketmek sağlığımız için kötü mü?
Bu dar alanda yetiştirilen balıklarda mikrop üremesi fazla oluyor ve üreticiler çiftlik balıklarına yüklü miktarda antibiyotik uyguluyor balıklara atılan yemler kimyasal vitaminlerle harmanlanıyor. Bu somonlar yetiştiklerinde soluk renkli, beyazımsı oluyorlar ve doğadaki kırmızıya yakın pembe renklerine benzetilmek için gıda boyasıyla renklendiriliyorlar. Yani sentetik boya ile boyanıyorlar!
Oysa doğada yetişen somonlar, sürekli yüzerek, karidesleri ve küçük balıkları yiyerek kırmızımsı renklerini elde ederler. Bu besinler, astaksantin adı verilen kırmızı renkte bir maddeden bol miktarda içerirler.
Zararlı maddelerin neden olduğu genetik hasara karşı vücudumuza koruma sağlayan bu madde, oldukça güçlü bir antioksidandır. Çiftlik somonunda kullanılan renklendirici ise petrokimya sanayinden elde edilen sentetik boyadır.
Özetle Çiftlik somonları ya da çiftliklerde yetiştirilen levrek, çipura ve benzeri tüm balık türleri sağlıklı değildir, aksine sağlığımız için zarar teşkil ederler.
Aklıma gelmişken; sevdalısı çok fazla var biliyorum ama midye yemekten uzak durmanızı öneririm. Neden mi? Bu deniz canlıları doğaları gereği beslenme ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda filtreleme görevi yapar ve suları temizler.
Bir akvaryumun içine birkaç midye koyarsanız midyenin akvaryumu tamamen temizlediğine şahit olursunuz. Sanayileşmiş şehir kıyılarında midye sadece civa, kurşun gibi ağır metalleri sindirmekle kalmaz; endüstriyel atıkları ve kanalizasyon sularındaki zararlı maddeleri de içine alır. İşte bu yüzden!
Biz hala yemyeşil organik doğada otlanan hayvanları hayal ediyoruz, her yeri süper marketlerin kapladığı şehirlerde yaşadığımızı unutuyoruz.
Obezite, diyabet, kanser almış başını gidiyor. Evimizde içlerinde bir sürü farklı kimyasal içerik olan temizlik ve kozmetik malzemelerinin bulunması artık bize doğal geliyor. Mobilya, halı, duvar boyası, yeni elbiselerden sürekli kimyasallar sızıyor. Kuru temizleyiciden alıp eve getirdiğiniz gömleğiniz bir toksin yuvasından farksız.
Bir temizlik veya güzellik ürünü tüketici için cazip hale geldiğinde satışları patlıyor. Halk sağlığı yetkilileri, benzin ve duvar boyasındaki kurşun içeriğini kaldırtmayı başardı ancak güzellik ürünü olan rujda hala kurşun var. Hem de rengarenk!